Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, Türkiye’nin İsrail’in Gazze’deki Refah kentine saldırılarından rahatsız olduğunu belirterek, “Refah’ta yaşananlar artık İsrail’in Gazze halkına uyguladığı zulmün kategorik olarak yerinden edilme noktasına geldiğini gösteriyor.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, Türkiye’nin İsrail’in Gazze’deki Refah kentine saldırılarından rahatsız olduğunu belirterek, “Refah’ta yaşananlar artık İsrail’in Gazze halkına uyguladığı zulmün kategorik olarak yerinden edilme noktasına geldiğini gösteriyor. Bu da başta dediğim gibi, uluslararası hukuk ve uluslararası insani hukuk açısından bir suç teşkil ediyor. Bir an önce bunun durması lazım.” dedi.
Keçeli, Dışişleri Bakanlığında düzenlenen basın toplantısında gündemi değerlendirdi ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın görevi devraldığı 2023’ün Haziran ayından 31 Aralık sonuna kadar 212 bin 950 kilometre yol yaptığını ve bunun dünyanın etrafında 5 tur atmaya eşdeğer olduğunu, 1 Ocak’tan bu yana oldukça yoğun bir diplomasi takviminin kendileri için devam ettiğini söyleyen Keçeli, “Onlarca konuğu Ankara ve İstanbul’da ağırladık, bunlardan 8 tanesi dışişleri bakanıydı.” diye konuştu.
Fidan’ın 8 ikili yurt dışı ziyareti olduğunu, bir defasında da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Filistin konulu toplantısına katılmak üzere New York’a gittiğini ve orada çok sayıda toplantı yaptığını hatırlatan Keçeli, Fidan’ın Balkanlar’a yaptığı ziyaret ve görüşmelerin çok pozitif ve kapsayıcı olduğunu söyledi.
Keçeli, Fidan’ın Libya ziyaretine değinerek, Trablus’ta yapılan temaslarda, Türkiye olarak Libya’nın bütünlüğüne, istikrar ve refahına verdikleri önemi tekrarladıklarını ve bu mesajları Libya’daki tüm taraflara verdiklerini kaydederek, Bingazi Başkonsolosluğunun çok kısa bir süre içerisinde faaliyete geçmesinin planlandığını dile getirdi. Keçeli, yarın Gürcistan ve Macaristan dışişleri bakanlarını ağırlayacaklarını aktardı.
Sözcü Keçeli, Bakan Fidan’ın Münih Güvenlik Konferansı’na katılacağını, yaklaşık 20 ikili görüşme yapacağını ve Münih’te Gazze’deki insani trajediyle ilgili mesajlar vereceğini anlattı.
Fidan’ın Münih temaslarının ardından Brezilya’nın Rio de Janeiro kentine gideceğini ve burada G20 Dışişleri Bakanları toplantısına katılacağını aktaran Keçeli, bu yılki toplantının ana temasının “Adil Bir Dünya ve Sürdürülebilir Bir Gezegen İnşa Etmek” olduğunu ve Fidan’ın burada çok sayıda toplantıya katılacağını kaydetti.
Antalya Diplomasi Forumu
Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle Antalya Diplomasi Forumu’nun (ADF) 2023’te düzenlenmediğini hatırlatan Keçeli, bu yıl ADF’nin 1-3 Mart’ta düzenleneceğine dikkati çekti.
Keçeli, “Bu yılki ana tema ‘Krizler Döneminde Diplomasiyi Öne Çıkarmak’ bu ana tema altında; yapay zekadan arabuluculuk konularına, bölgesel meselelerden gıda krizine çok sayıda toplantı yapılacak. Şu aşamada 40 panel düzenlenmesini öngörülüyor. Bu paneller arasında Gazze için de yüksek düzeyli özel bir panel olacak.” şeklinde konuştu.
İlk Antalya Diplomasi Forumu’na 10 devlet başkanının ve 43 bakanın katıldığını, toplamda da 2 bin kadar katılımcının yer aldığını vurgulayan Keçeli, 2022’de düzenlenen ADF’de ise 17 devlet başkanının, 80 bakanın katıldığını ve yaklaşık 3 bin 300 katılımcının ağırlandığını kaydetti.
Martta düzenlenecek üçüncü Antalya Diplomasi Forumu’na şu ana kadar, 21 devlet başkanı ve hükümet başkanının katılımının teyit edildiğini belirten Keçeli, “59’u dışişleri bakanı olmak üzere 80’den fazla bakan Antalya’da olacak ve toplam katılımcı sayısının da 4 bin civarında olmasını bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Keçeli, Türkiye’nin Afrika ve Latin Amerika’ya açılım politikasının ciddi sonuçlar doğurduğunu ve bu bölgelerden katılımın yüksek düzeyde olacağını belirtti.
İsrail’in Filistin’e saldırıları
Gazze’de yaşanan son olayları değerlendiren Keçeli, “Birincisi burada bir ateşkes ilan edilmeli, ikincisi insani yardımlar Gazze’ye bir an evvel ulaştırılmalı, üçüncüsü Filistinlilerin yerlerinden edilmelerine yönelik politikalarına son verilmeli, dördüncüsü ise bu gerilimin bölgesel bir çatışmaya dönüşmesine engel olmak isteriz.” dedi.
Keçeli, bunların birincil konularda yapılan çağrılar ve yürütülen diplomatik faaliyetler olduğuna işaret ederek, ikincil olarak, orta ve uzun vadede iki devletli çözüm ile Filistin-İsrail sorununa kalıcı bir çözüm bulunmasının istendiğini kaydetti.
Gazze’de yaşananların artık sözle ifade edilemez bir hale geldiğine dikkati çeken Keçeli, “Büyük olasılıkla, İsrail, uluslararası hukuk, uluslararası insani hukuk bakımından, işlenmiş olan, işlenmesi mümkün bütün suçları bu işin sonunda işlemiş olacak.” diye konuştu.
Türkiye’nin şu ana kadar Gazze’ye 34 bin ton insani yardımda bulunduğunu söyleyen Keçeli, bunlardan yaklaşık 7 bin 400 tonunun ve 32 ambulansın deniz yoluyla ve hava yoluyla Mısır’a ulaştırıldığını, oradan da El-Ariş kentine nakledildiğini ve Gazze’ye sevk edildiğini belirtti.
Keçeli, yardımların büyük oranda Gazze’ye ulaştığını kaydederek, bu konuda da yapıcı tutumlarından dolayı Mısır hükümetine teşekkürlerini iletti.
Gazze’ye yapılan yardımların bir kısmının da Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) üzerinden yapıldığını söyleyerek, “Un ihtiyacının yaklaşık yüzde 15’ini temin ediyoruz, hibe ediyoruz. Yaklaşık 26 ton un kuru gıdaya karşılık geliyor. Biz bu yardımı, geçtiğimiz haftalarda Mersin Limanı’nda UNRWA’ya teslim ettik.” şeklinde konuştu.
Keçeli, Türkiye’nin her yıl UNRWA’ya düzenli olarak yaptığı yardımlara değinerek, şunları kaydetti:
“Maddi katkı da bu yıl UNRWA’nın özellikle içinde bulunduğu sıkıntılar göz önünde bulundurularak arttı. Ayrıca, AFAD ve Türk Kızılay’ı her hafta yaklaşık 127 bin ton içme suyunu, Mısır Kızılay’ı ile ortak bir şekilde Gazze’ye sevk ediyor. TİKA’nın da çok sayıda çalışması var, hem Gazze’de hem Batı Şeria’da. Sayılarının binlerce olduğu tahmin edilen bir grup Gazzeli işçi biliyorsunuz, Batı Şeria’da sıkışmış durumda. TİKA bu Gazzeli işçilere yardım ediyor.”
Keçeli, Türkiye’nin Sağlık Bakanlığı tarafından Gazze’den hasta tahliyelerinin sağlandığını, bugün de bazı hastaların getirileceğini vurgulayarak, Gazzeli hasta ve refakatçilerinin Mısır üzerinden Türkiye’ye getirildiğini, hastanelerde tedavi gördüğünü ve bu sabah itibariyle 380 yaralı ve 344 refakatçinin Türkiye’ye getirildiğini anlattı.
Gazze’de bir sahra hastanesinin kurulmasının istendiğini dile getiren Keçeli, yaklaşık bir ay önce Dışişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı yetkililerinden oluşan bir heyetin Gazze’ye gidip, sahada araştırma yaptığına işaret etti.
Keçeli, kurulması planlanan sahra hastanesi için gerekli ekipmanların nakledilmesi gerektiğinin ve bu konuda son aşamaya gelinmek üzere olunduğunun altını çizdi.
Gazze’deki Türk vatandaşlarının tahliyesi
Gazze’den bugüne kadar 1359 Türk, KKTC vatandaşının ve yakınlarının tahliye edildiğini aktaran Keçeli, savaş koşullarında insanlara ulaşmanın zorluğuna değindi ve bu konuda Türkiye’nin elinden geleni yaptığını söyledi.
Keçeli, “Şu anda tahliye işlemlerini takip ettiğimiz 1097 kişi var, hepsi vatandaşımız değil.” diyerek, yerel makamlarla koordineli olarak tahliye işlemlerinin takip edildiğini kaydetti.
Sözcü Keçeli, Türkiye-ABD ilişkilerine yönelik soruya, “Diplomatik ilişkilerimizin seviyesinde Amerika ile olan diyaloğumuzun derinliğinde hiçbir azalma olmadı. Öte yandan, İsveç’in üyeliği, F16 sürecinin tamamlanmış olması, bu iki ülkenin, iki müttefik ülkenin karşılıklı saygı ve karşılıklı çıkarlar temelinde birbirlerini daha iyi anladığı için yeni bir fırsat penceresi sunması gerektiğini düşünüyoruz.” dedi
Keçeli, Türkiye’nin ABD’den beklentisinin çok açık olduğuna dikkati çekerek, “Biz Amerika’dan, PKK’nın Suriye’deki uzantılarıyla olan ilişkisini tamamen sonlandırmasını istiyoruz. Kamuoyu önünde verdiğimiz bu mesaj, kapalı kapılar ardında da aynen bu şekilde verilmeye devam ediyor.” diye konuştu.
Türkiye’nin bu meseleye müttefiklik ruhu açısından yaklaştığını belirten Keçeli, “Ülkenin güvenliğini tehdit eden, başkentinde bomba patlatmaya çalışan, askerlerini, sivillerini şehit eden bir terör örgütüne destek veremezsiniz. Bu bakımdan bizim Amerika’dan beklentimiz çok açık.” ifadesini kullandı.
Sözcü Keçeli, ayrıca, Türkiye’nin ABD’den beklentilerinden birinin de FETÖ terör örgütü meselesini ciddiyetle ele alıp bu konuda adım atması olduğunu kaydetti.
ABD ile gündemdeki konular üzerine konuşulduğuna işaret eden Keçeli, terörle mücadele, ekonomik konular, savunma sanayi, yatırımlar gibi alanlarda iki ülke ilişkilerinin daha da güçlendirilebileceğini düşündüklerini aktardı.
Keçeli, Bakan Fidan ile ABD’li mevkidaşı Antony Blinken’ın sık sık görüştüğünün altını çizerek, ABD’nin Türkiye’nin hassasiyetlerine saygı duyması halinde ilişkilerin kuvvetleneceğini vurguladı.
-“Refah’taki durum, uluslararası hukuk açısından suç teşkil ediyor”
Uluslararası Adalet Divanında (UAD) devam eden 2 süreç olduğunu hatırlatan Keçeli, bunlardan birinin 2022’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararıyla UAD’den İsrail’in “işgal ettiği topraklarda” yaptıklarıyla ilgili görüş istenmesi olduğunu ve Türkiye’nin buna katkı sağladığını ifade etti.
UAD’de devam eden ikinci sürecin ise Güney Afrika’nın İsrail’e yönelik açtığı dava olduğunu söyleyen Keçeli, “Biz bu davaya, destek verdiğimizi zaten en üst düzeyde de ifade ettik.” dedi.
Keçeli, UAD’nin “İsrail’in operasyonlarının durması yönünde aldığı ihtiyati tedbir kararını” doğru bulduklarının altını çizerek, kararın uygulanması gerektiğini ve bunun çok önemli olduğunu bildirdi.
İsrail hakkında alınan uluslararası kararların sahadaki durumu değiştirmediğine değinen Keçeli, Refah’taki gelişmelerden rahatsız olduklarını aktardı. Keçeli, şöyle devam etti:
“Biz Refah’taki gelişmelerden de fazlasıyla rahatsızız. Refah’ta yaşananlar artık İsrail’in Gazze halkına uyguladığı zulmün kategorik olarak yerinden edilme noktasına geldiğini gösteriyor. Bu da başta dediğim gibi, uluslararası hukuk ve uluslararası insani hukuk açısından bir suç teşkil ediyor. Bir an önce bunun durması lazım.”
Keçeli, Bakan Fidan’ın İsrail-Filistin meselesinin çözümüne yönelik “garantörlük” kavramını hatırlatmasının dünyada ilgiyle karşılandığını kaydetti.
(Sürecek)