CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kamuda Tasarruf Genelgesi’ne ilişkin açıklamalarda bulundu. Özel, “CHP’nin tasarruf ettiği paralarla yarattığı bütçeyle ya da yurt dışından bulup da sizin imza atmadığınız kaynaklarla yapacağımız harcamalara, yatırımlara ‘dur’ deyip, CHP’li belediyeleri üretmeyen belediyeler diye göstermeye kalkarsanız biz orada yokuz. Benim başkanlarım hiçbir bahaneye, engellemeye mahal vermeden hizmet etmeye devam edecekler. Engellemeye çalışanla milletin huzurunda hesaplaşırız. Ayrıca dünya kadar işsiz var, onlara diyor ki ‘kusura bakmayın ben kamu kaynaklarını kur korumalı mevduata verdim, 5’li çeteye verdim, israfa verdim, sana diploma verdim ama 3 sene bekleyeceksin’ diyor. Biz buna kökten itiraz ediyoruz.” dedi.
(ANKARA)- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kamuda Tasarruf Genelgesi’ne ilişkin açıklamalarda bulundu. Özel, “CHP’nin tasarruf ettiği paralarla yarattığı bütçeyle ya da yurt dışından bulup da sizin imza atmadığınız kaynaklarla yapacağımız harcamalara, yatırımlara ‘dur’ deyip, CHP’li belediyeleri üretmeyen belediyeler diye göstermeye kalkarsanız biz orada yokuz. Benim başkanlarım hiçbir bahaneye, engellemeye mahal vermeden hizmet etmeye devam edecekler. Engellemeye çalışanla milletin huzurunda hesaplaşırız. Ayrıca dünya kadar işsiz var, onlara diyor ki ‘kusura bakmayın ben kamu kaynaklarını kur korumalı mevduata verdim, 5’li çeteye verdim, israfa verdim, sana diploma verdim ama 3 sene bekleyeceksin’ diyor. Biz buna kökten itiraz ediyoruz.” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, grup toplantısında şunları söyledi:
“Alın terini toprağa damlatan, nasırlı elleriyle kızgın güneşin ya da dondurucu soğuğun altında çalışan; tarlada, bahçede, serada durmaksızın çalışan ancak emeğinin karşılığını alamayan çiftiçlerimizin Çiftçiler Gününü kutluyorum. Dünya’nın en eski mesleklerinden biri değil, en eski uğraşı. Teknoloji her şeyi halleder, tarımı kolaylaştırır ama toprak olmadan, tohum olmadan, su olmadan hayat olmaz. Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar hep nesilden nesile öğrenilerek geldi. Cumhuriyet, yapılması gereken en doğru tespiti yaptı ve tarım potansiyelinin planlı bir şekilde geliştirilmesi için önemli hamleler yaptı. Buğdaydan un üreten, pancardan şeker üreten, pamuktan tekstil üreten fabrikalarla donatırken çiftçinin üzerindeki yükleri kaldırdı. Bugün ise ağır bir gıda kriziyle karşı karşıyayız. Nüfusu her yıl ortalama bir milyon artan bir ülkedeyiz. 20 yıldır uygulanan politikalarla Türkiye’nin ekilen dikilen arazileri 3.7 milyon hektar azaldı. Bu ne demek, iki tane Trakya demek. Çiftçi, ektikçe zarar eden, ürettikçe iflasa sürüklenen bir kısır döngünün içinde. Geçen seneki rakamlara bakarsak çiftçiler kanuna göre 263 milyar destekleme primi haketmişken 85 milyar ödenmiş, 178 milyar lira hakları duruyor. O para nereye gitti; o para KKM’ye gitti, Plan Bütçe Komisyonunda son dakika önergeleri ile 5’li çetenin kesinleşmiş vergi borçlarının aflarına gitti. Siyaset ki, öncelik belirleme işidir. Birilerinin önceliği 5’li çeteler, yandaş müteahhitler… Cumhuriyet Halk Partisi’nin önceliği çiftçiler, haycancılıkla uğraşanlar, milletin efendileri.
“BÜYÜK TARIM REFORMU HAZIRLIYORUZ”
SGK’nın resmi verilerine göre kayıtlı çiftçi sayımız 10 yılda yüzde 55 azaldı. Nüfus artıyor, 100 çiftçiden 55’i ya şehirlere iş aramaya, bulursa bir fabrikaya, 55’i ortadan kalkmış durumda. Esas beka sorunlarından bir tanesi bu. Türkiye yaş ortalaması düşük bir ülke olmasına rağmen çiftçilerinin yaş ortalaması 58, yani artık genç çiftçi yok. Bu yüzden çok ciddi tedbirler alınması lazım. Türkiye Ukrayna’dan buğday, Arjantin’den soya, Amerika’dan mısır, Hindistan’dan mercimek ithal etmezse kendini doyuramayan bir ülke haline getirilmiş durumda. Bu ithalatların herbirinde kendi yerli üreticimizi biraz daha zor durumda bırakıyor. TÜİK Nisan ayı gıda enflasyonunu yüzde 68,5 olarak açıkladı. OECD ülkelerinde bu ortalama yüzde 5.3. Türkiye’nin içinde bulunduğu lige bakın; Türkiye en yüksek 4. sırada. Türkiye’den kötü üç ülke var; Arjantin, Lübnan, Venezüla. Bu ülkenin nasıl yönetildiğini görün. Bu konuda kapsamlı bir hazırlığımız var. 5’er yıllık dönemde dinamik tarım politikaları oluşturulmasını öneren, nüfusun ve iktisadi faaliyetlerin Anadolu’ya dengeli olarak dağıtılmasını planlayan, maliyetleri azaltan, verimlilikleri yükselten, kamu yatırımlarını kapsayan, nitelikli tarım bütçesi öneren bir çalışmamız var. Girdi piyasalarını düzenleyecek, rekabete aykırı tekelci yapılara dur diyecek, bir ürünün ekimini bir yıl vadeli kumar olmaktan çıkaracak önerilerimiz var. Hazırladık, detaylarını kamuoyuyla paylaşacağız. Bunları önümüzdeki iktidar dönemimiz için büyük tarım reformu hazırlıyoruz. Ayrıca kamuoyuyla paylaşarak yapıcı muhalefetin en iyi örneğini sunacağız.
“16 MAYIS’TA ANKARA’DA ENGELLİ BULUŞMASI GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”
Sadece Cumhuriyet Halk Partisi belediyelerinde geçtiğimiz dönemde buğday tohumu, mazot, gübreyi ücretsiz verip, üretilen buğdayı satın alıp. halk ekmek üretti. Ücretsiz yem dağıttılar, üretilen sütü satın aldılar ve çocuklarımıza ücretsiz süt dağıtıyorlar. Sebze fidesi dağıttılar, sulama hortumu dağıttılar, satış yapılabilmesi için üretici pazar yerleri açtılar. Her bir belediyenin ayrı ayrı yaptığı bu muazzam projeleri önümüzdeki yıllarda yaygınlaştırıp standardize ederek CHP belediyelerinde elden geldiğince hayata geçireceğiz. 10 maddelik tarım reformunu cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk’ün sonrasında İsmet Paşa’nın önderliğinde cumhuriyetin liyakatli kadrolarının yaptığı reformun ikinci yüzyıla yakışır reformunu yine cumhuriyetin kurucusunun partisi CHP iktidarında hayata geçireceğiz. İçinde bulunduğumuz hafta aynı zamanda Engelliler Haftası. Biz engellileri bir gün hatırlamak istemiyoruz, onlar da bir gün hatırlanmak istemiyorlar. Biz engellileri bir dezavantajlı grup olmaktan çıkarıp bu toplumda herkesle birlikte aynı hakları kullanabilmek için bütün engellerin önlerinden kaldırıldığı yeni bir kamu reformu, kamusal düzenleme öneriyoruz. 16 Mayıs Perşembe günü Ankara’da Büyük Engelli Buluşması düzenleyeceğiz, hepinizi bekliyoruz.
“MECLİS’TE TASARRUFA DAHİL EDİLMELİ”
Dün nihayet Kamuda Tasarruf Genelgesi yayınlandı. Bu genelgenin bir tane olumlu tarafı var o da Saray’ın Cumhurbaşkanlığı harcamalarının genelge dışında tutulmamış olması ama pratikte de en yakından takip edeceğiz. Meclis ise tasarruf dışında değildir ancak Meclis’e ‘tasarruf et’ deme yetkisi yürütmede değildir. Kendi genelgemizi hızla hazırlamalıyız. Yürütmenin ortaya koyduğundan çok daha kapsamlı bir tasarruf genelgesi için CHP olarak bütn gruplara ve Meclis başkanına çağrıda bulunuyoruz; başkanlık divanı toplansın, millete ‘kemer sık’ denirken milletin vekilleri tasarrufun dışında kalmasınlar. Cumhuriyet Halk Partisi, yerel yönetimler için kendi belediyelerimiz için bunun çok ilerisinde bir tasarruf genelgesini geçen hafta belediye başkanları ile paylaştı, bu genelgelere harfiyen uyulmasını bekliyoruz. Buradaki hassas nokta şudur; CHP’li belediyeler geçmiş pratiklerine bakıldığında yarı fiyatına iki kat iş yaparlar. Bu şudur; harcarken tasarrufluyuz, üretirken ise verimliliğimiz yüksek. Tabi bu kendiliğinden olmuyor. Örneğin birisi çöp ihalesini yandaş bir AKP’li belediyeye 50 milyona verirke, benim CHP’li belediye başkanım o araçları o ihaleye vermek yerine kendisi satın alıyor, istihdam yaratıyor ve o fiyatın yarısına o işi bitiriyor. İki sene sonra da bütün kamyonlar bize kar kalıyor.
“KOCA GENELGEDE UMUDUMU ARTTIRAN TEK ŞEY VERGİDE ADALAET”
Genelgenin dikkatimizi çeken iki hususu var; yatırım harcamalarından yüzde 15 tasarruf yapacağız’ deniliyor. Şimdi bu CHP’nin tasarruf ettiği paralarla yarattığı bütçeyle ya da yurt dışından bulup da sizin imza atmadığınız kaynaklarla yapacağımız harcamalara, yatırımlara dur deyip, CHP’li belediyeleri üretmeyen belediyeler diye göstermeye kalkarsanız biz orada yokuz. Benim başkanlarım hiçbir bahaneye, engellemeye mahal vermeden hizmet etmeye devam edecekler. Engellemeye çalışanla milletin huzurunda hesaplaşırız. Bir diğer dikkat çekici şey, 3 yıl boyunca emekli personel kadar yeni personel istihdamı. Yani atanmayan öğretmene şunu söylüyor; ‘bu sene 20 bin kişi emekli oldu, 20 bin alacağım. Öyle benden 68 bin, 84 bin atama beklemeyin’ diyor. Ayrıca dünya kadar işsiz var, onlara diyor ki ‘kusura bakmayın ben kamu kaynaklarını kur korumalı mevduata verdim, 5’li çeteye verdim, israfa verdim, sana diploma verdim ama 3 sene bekleyeceksin’ diyor. Biz buna kökten itiraz ediyoruz. Toplamda 100 milyar TL tasarruf edilecek, eğer her şeye uyulursa. Merkez Bankası geçen sene 800 milyar zarar etmiş, 3 yıllık tasarrufun 8 katı. Kur korumalı mevduata 1.2 milyon vermişler bu verilen rakamın tam 12 katı. Millete kemer sık, öğretmene atanma, veterinere bekle, hemşireye bekle… O yüzden öyle kemeri garibana sıktırmak yok. Koca genelgede umumdumu arttıran tek şey ‘vergide adalet’. Türkiye’nin en pahalı arasıyla fabrikatör gidip mazot alıyor, aynı vergiyi veriyor. Arkadan derme çatma bir mobiletle onun fabrikasında asgari ücretle çalışan geliyor, mazor alıyor aynı vergiyi veriyor. Dolaylı verginin adaletsizliği bu. Vergi çok kazanandan çok, az kazanandan az, hiç kazanamayandan hiç alınmaz.
(BİTTİ)