Antalya Körfezi’nde avladıkları balıklarla geçimini sağlayan balıkçılar, 10 yıl önce 30 kilo yakalarken bugünlerde 3-5 kiloyla ya da ağlar boş avdan dönmekten dertli. Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu “Körfeze akan suların kenarlarında ve kıyıda kontrolsüzce kirlenme görüyoruz” dedi.
Antalya Körfezi’ne Kızıldeniz’den gelerek yerleşen, burada hem balıkçıların ağlarına hem de balık yavru ve yumurtalarını yedikleri için ekonomik değeri olan türlerin popülasyonuna zarar veren balon balığıyla mücadele sürüyor. Antalya Körfezi’nde balık popülasyonunun azaldığından dert yanan balıkçılar ise bugünlerde çıktıkları avdan elleri boş dönüyor. Balık popülasyonunun azalmasına bir çözüm bulunamadığını belirten balıkçılar, körfezin kimyasal ve katı atık nedeniyle kirlendiğini, bu nedenle balık avlamanın giderek zorlaştığını belirtiyor.
10 YIL ÖNCE 20 KİLO BALIK TUTULURDU
Antalya Balıkçı Barınağı Yeni Liman Su ürünleri Kooperatifi Başkanı Cemal Talas, özellikle Antalya Körfezi’nde balık popülasyonunun oldukça düştüğünü belirterek, “4-5 yıldır aslan balığı ve balon balıkları deniz ekosistemini bozan türlerden. Hem de bazı otellerin bıraktığı atıklardan dolayı kirlenmesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Balık da temiz suda kalmak istiyor. Oteller ne kadar atıklarını arıtsa da çok fazla arıtıldığını düşünmüyorum” diye konuştu.
Geçimini balıkçılıkla sağlayan tekne sahiplerinin de kendisine dert yandığını belirten Talas, “5-10 sene önce çok balık tuttuklarını, bugünlerde tutamadıklarını söylüyorlar. Amatör balıkçılar da bu durumdan muzdarip” dedi. 10 yıldır körfezdeki balık popülasyonunda sürekli azalma gördüğünü belirten balıkçı Lütfi Evgin de “Bunda yağış, iklimin ve atıkların çoğalmasının etkisi var. Özellikle kimyasal kirlilik. Deniz temiz görünüyor ama balık için temiz değil. 10 yıl önce 10 paket ağla 20-30 kilo balığı çok rahat tutardık. Şimdilerde 2 kilo tutunca şükrediyoruz. O balıkla da ancak masrafını karşılıyorsun” dedi.
‘3 GÜN ÜST ÜSTE 1,5 KİLO BALIK TUTABİLDİM’
Bir başka balıkçı Mesut Özdemir de “Hava şartları, takımların pahalı olması, balıkçının geçinmesinin zorlanması para kazandırmıyor. Denizi çok kirlettik. Bazı otellerin arıtma sistemleri çok iyi değil. Kimyasal maddeleri arıtamadıkları için balık yavrularını ve yumurtalarını öldürüyor” diye konuştu. Yalçın Kubatlar da önceleri en az 20 kilo balık tuttuklarını söyledi. Son yıllarda avdan eli boş döndüklerini söyleyen Kubatlar, “Bu sene bir kere 15 kilo balık tuttum. Geçen hafta 3 gün üst üste 1,5 kilo balık ancak tuttum. Doğa kirlendi. Plastik atıklar ve bilinçsiz avcılık bitirdi” diye konuştu.
‘KÖRFEZE AKAN SULARDA KONTROLSÜZCE KİRLENME VAR’
Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, Akdeniz Üniversitesi ve Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ortak protokolüyle denizden ve akarsulardan sürekli örnekler alıp inceleme yaptıklarını söyledi. Canlıların yaşamını etkileyecek, müsilajı tetikleyecek unsurların olup olmadığını incelemek için bunu yaptıklarını belirten Prof. Dr. Gökoğlu, “Körfeze akan suların kenarlarında ve kıyıda kontrolsüzce kirlenme görüyoruz. Ağırlıklı olarak katı atık var. Akarsularımızı kaybediyoruz. Akarsudaki bütün kirliliğin yağmurla geldiği Antalya Körfezi’ni de kaybetmeye başlıyoruz. Suları kirletenlere ağır cezalar verilmelidir” dedi.
Antalya’nın gelirinin denizden olduğunu belirten Prof. Dr. Gökoğlu, “Otellerin önüne gidiyorsunuz, sularda katı atıklar var. Zirai ilaç kutularının gelişi güzel kıyıya atıldığını gördüm. Her yer poşet, plastik atık var. O plastik atıklar balıklardan en son bize kadar geliyor” diye konuştu.