Saadet Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Birol Aydın, Kapalıçarşı Esnafları Derneği, Mahmutpaşa Esnaf ve İşadamları Derneği, Mısır Çarşısı Esnafları Yardımlaşma Derneği’ni ziyaret etti. Aydın, “İstanbul’umuzda binlerce, on binlerce işsiz insanımız var. İŞKUR’a müracaat etmiş. Onların da iş bulana kadar toplu taşımadan ücretsiz istifade etmesini sağlayacağız. Hayat pahalılığı içerisinde 65 yaşını geçmiş, 25, 30 yıl çalışmış, 10 bin lira maaşa mecbur ve mahkum bırakılmış emeklilerimizin bir kısmı metro çıkışlarında, Marmaray’ın çıkışlarında mendil, limon satıyorlar. Buna da derman olacağız. Ama en kalıcı en doğru, dosdoğru İstanbul tasavvurumuzu gerçekleştirme projemiz de İstanbul’un nüfusunu azaltma projesidir” dedi.
Saadet Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Birol Aydın, Kapalıçarşı Esnafları Derneği, Mahmutpaşa Esnaf ve İşadamları Derneği, Mısır Çarşısı Esnafları Yardımlaşma Derneği’ni ziyaret etti. Aydın, “İstanbul’umuzda binlerce, on binlerce işsiz insanımız var. İŞKUR’a müracaat etmiş. Onların da iş bulana kadar toplu taşımadan ücretsiz istifade etmesini sağlayacağız. Hayat pahalılığı içerisinde 65 yaşını geçmiş, 25, 30 yıl çalışmış, 10 bin lira maaşa mecbur ve mahkum bırakılmış emeklilerimizin bir kısmı metro çıkışlarında, Marmaray’ın çıkışlarında mendil, limon satıyorlar. Buna da derman olacağız. Ama en kalıcı en doğru, dosdoğru İstanbul tasavvurumuzu gerçekleştirme projemiz de İstanbul’un nüfusunu azaltma projesidir” dedi.
Saadet Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Birol Aydın, Fatih Belediye Başkan Adayı Mehmet Yaroğlu, Fatih İlçe Başkanı Muzaffer Serenli, İl Başkanları Oğuzhan Sadıkoğlu ve Ömer Yıldızhan ile Kapalıçarşı Esnafları Derneği, Mahmutpaşa Esnaf ve İşadamları Derneği, Mısır Çarşısı Esnafları Yardımlaşma Derneği’ni ziyaret etti.
“BESLENME SAATİNDE KARNINI DOYURAMAYAN BİR YAVRUMUZUN BU HALİ EN ÖNCELİKLİ İŞİMİZDİR”
Aydın, ziyaret sırasında şöyle konuştu:
“Saadet Partisi olarak İstanbul’a ilişkin bir tasavvurumuzun olduğunu öteden beri dile getiriyoruz. Başka bir İstanbul’un mümkün olduğunu, İstanbul’da daha iyi bir yaşamın mümkün olduğunu ama İstanbul’a ilişkin tasavvurumuzun ne olduğunu belirlemeden söylenecek sözlerin, vaatlerin bir karşılığının olamayacağını dile getiriyoruz. Bu açıdan İstanbul’u markalaştırmak, İstanbul’a bir kalite getirmek, bir estetik getirmek ve nezaketi İstanbul’da yaygın kılmak çabası ve arzusu içerisinde bir tasavvurumuz var. İstanbul’un berberi de kaliteli berber. Esnafı da kaliteli, taksicisi de kaliteli, kaldırımı da kaliteli, mimarisi de kaliteli beyaz yakalısı da mavi yakalısı da kaliteli. Bir taksici gördüm, İstanbul taksicisi. Bir aşçı gördüm, İstanbul aşçısı. Bir müezzin, İstanbul müezzini. Bir kuyumcu, İstanbul kuyumcusu. Her haliyle İstanbul markasını, kalitesini barındıran ve bunu bütün dünyaya sirayet ettiren bir tasavvurumuz var. Bunun için de atılması gereken acil adımlar ve kalıcı adımlar var. Bugün İstanbul’umuzun en temel meselesi geçimse hayat pahalılığı ise bu alana ilişkin dokunacağımız yapacağımız işler vardır. ve beslenme saatinde karnını doyuramayan bir yavrumuzun bu hali en öncelikli işimizdir. Bunu kantin kart projemizle İstanbul’umuzda hiçbir yavrumuz ilk ve ortaöğretimde beslenme saatinde karnı aç sınıfın kenarında bulunmayacak. Onun karnını doyuracak proje kantin kart projesidir. Bu çok öncelikli bir projedir.
“ALTERNATİF BİR ÇÖZÜM OLARAK PEMBE METROBÜSÜ DEVREYE SOKACAĞIZ”
Metrobüs projemiz var ama pembe metrobüs projesi. İstanbul hürmete layık bir şehir. İstanbullu hürmete layık bir kitle. Fakat İstanbul içerisinde ayrıca hürmete layık olanlar yaşı 65’i geçmiş büyüklerimiz, kadınlarımız, kızlarımız ve engellilerimiz. Bunların toplu taşımanın ulaşımının en yoğun olduğu saatlerde balık istifi yolculuğun olduğu saatlerde bu duruma düşmemeleri için alternatif bir çözüm olarak pembe metrobüsü devreye sokacağız. Aması fakatı da bu işin olmayacak. Hürmet dediğimiz önce buradan başlayacak. Kalıcı çözüm olana kadar bu alternatif çözümü, yaşı ilerlemiş insanlarımızdan, engellilerimizden, kadınlarımızdan, kızlarımızdan esirgemeyeceğiz bunu yapacağız. Bir hijyen timi projemiz var. Bugün maalesef İstanbul’umuzda birçok devlet okulunun tuvaletleri berbat. Temizlik yok, sabun yok. Milli Eğitim Bakanlığımızla bir işbirliği içerisinde bütün bu ihtiyacı olan okullarımızın temizlik ihtiyacını biz temizlik görevlisi, temizlik malzemesi ihtiyacını büyükşehir belediyesi olarak biz temin edeceğiz. Paramız, bütçemiz buna yeter. Ama illa bir kısıtlılık yapacaksak buralardan değil de bir kaldırım yenilemeden bir yol yenilemeden bir asfalt yenilemeden feragat edeceğiz. Ama bu hijyen timini ve kantin kart bu kart projesini devreye sokacağız.
“İŞSİZLERİN TOPLU TAŞIMADAN ÜCRETSİZ İSTİFADE ETMESİNİ SAĞLAYACAĞIZ”
İstanbul’umuzda binlerce, on binlerce işsiz insanımız var. İŞKUR’a müracaat etmiş. Onların da iş bulana kadar toplu taşımadan ücretsiz istifade etmesini sağlayacağız. Emeklilerimize yönelik de şüphesiz iyileştirmelerimiz var. Hayat pahalılığı içerisinde 65 yaşını geçmiş, 25, 30 yıl çalışmış, 10 bin lira maaşa mecbur ve mahkum bırakılmış emeklilerimizin bir kısmı metro çıkışlarında, Marmaray’ın çıkışlarında mendil, limon satıyorlar. Buna da derman olacağız. Ama en kalıcı en doğru, dosdoğru İstanbul tasavvurumuzu gerçekleştirme projemiz de İstanbul’un nüfusunu azaltma projesidir. Bu kadar trafik yoğunluğunu trafikte bekleme süresini kentsel dönüşümün bu coğrafyada yapsak da arzu ettiğimiz İstanbul tasavvuruna hizmet etmeyeceğini görüyoruz. Yani birinci köprüyü yaptık, ikinci köprü ihtiyacını ortadan kaldırmadı. İkinci köprüyü yaptık, üçüncü köprü ihtiyacı ortadan kalkmadı. Şu kadar metro hattı, şu kadar tramvay hattı, şu kadar metrobüs hattı yaptık. Yaptık ama bütün bu ihtiyaçlar görülüyor ki İstanbul’un trafik sorununu, ulaşım sorununu çözmüyor. Şu kadar binalar yaptık, şu kadar beton döktük, şu kadar demir ördük ama bütün bunlar Bizim İstanbul’da Allah korusun bir afet karşısında bir deprem karşısında güvenliğimizi temin edecek, huzur veren binalar, evler ve sokaklar ortaya çıkarmadı. Cenabıhakk’ın bize bahşetmiş olduğu bu nadide coğrafyada yaşayabilecek insan sayısı sınırlıdır. Biz İstanbul’un yedi ile on milyon arasında bir nüfusa çekilmesi düşüncesindeyiz. Bu muhakkak ve mutlaka bir periyodik çalışmayla mümkündür. Buna ilişkin ayrı dört tane projemiz var. Bunu ayrıca kamuoyuna takdim ettik.
“İSTANBUL’A AHLAKİ, VİCDANİ GÖZLE BAKIYORUZ”
Kentsel dönüşümü doğru şekilde yapmamız gerekiyor. Doğru işleri, doğru şekilde, dosdoğru şekilde yapmamız gerekiyor. Bir şeyi yaparken ayrıca on yıl sonra ayrıca büyük bir sıkıntıya sebebiyet vermemesi gerekiyor. ve bu dönüşüm yaparken de hak sahiplerinin üzerine ayrıca bir külfet yüklemememiz gerekiyor. Yani bedelsiz, yani ücretsiz kentsel dönüşümü gerçekleştireceğimizi vaat ediyoruz. Buna inanıyoruz. Şimdi bugün kıyısından köşesinden yapılan kentsel dönüşümlerde insanlarımıza gidiyor birisi, yarısı bizden, diğeri diyor ki yüzde kırkı vereceksin, biri diyor ki on yedi bin lira aylık ne var ki bunda diyor. İstanbul’da on beş bin lira, on bin lira maaş alan bir emekliye istersen beş bin lira de. Beş bin lirayı bile veremez. Yani vaktiyle almış, etmiş. Bir kenara koymuş. Bu insanımıza bunu ücretsiz verebiliriz. Vermenin de yolları var, çözümü var. Kiptaş’ı aktif bir şekilde devreye sokacağız. ve biz vatandaşımıza ekstra bir yük yüklemeden ona konutunu depreme dayanıklı daha işlevsel bir konutu vereceğiz. Müteahhitlerin, kar paylarını düşünürseniz, İstanbul’da bir imar kirliliğine, büyük bir imar kirliliğine neden olmaktan düzgün bir düzenlemeyle bunu yapmak pekala mümkün. Ayrıca zaten kalıcı çözüm için İstanbul’un nüfusunun azaltılması, on milyona kadar çekilmesi gerekiyor. Gönüllü olarak insanlarımızın istedikleri şehre, doğdukları şehre, emeklilerimiz, çalışma düzenleri veya işleri uzaktan çalışmaya müsait olan insanlarımız için Kiptaş marifetiyle cezbedici birtakım projelerimiz olacak. Bu şekilde İstanbul’u rahatlatacağız. Mesele İstanbul’a hangi gözlükle baktığımızdır? Mesele İstanbul’u hangi cetvelle ölçtüğümüzdür? Mesele İstanbul’un kıymetini, hangi mihenk taşıyla değerlendirdiğimizdir. Bir mana gözü var, bir madde gözü var. Maddiyatla bakarsanız İstanbul’un kıymeti sizin iştahınızı arttırır, yeşili dolar yeşili olarak görürsünüz oraya beton bina dikersiniz. Ama burada bir mana gözüyle bakarsanız, insana hizmet, insanın huzur yaşayacağı şehir inşa etmeye bakarsınız. Mesele baktığımız göz, ölçtüğümüz metre ve mihenk taşımızdır. Biz İstanbul’a ahlaki, vicdani gözle bakıyoruz. Adalet gözüyle bakıyoruz. Kurallılık gözüyle bakıyoruz. Şeffaflık ve denetlenebilir hizmet anlayışıyla bakıyoruz bunu yaptığımız zaman bu en kısa zamanda büyük sorunların üstesinden gelebileceğimizi düşünüyorum. Ben tekrar kabulleri için değerli dernek yöneticisi arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Kolaylıklar diliyorum.”