MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında; Sinan Ateş cinayetiyle ilgili “Yargıya intikal etmiş bir cinayet davasında partimizin ve Ülkü Ocakları’nın suçlanması ve Ülkü Ocakları’na suç örgütü gölgesi düşürmek için kolları sıvayan ajan ve provokatörlerin sırtının sıvazlanması tesadüf değildir. Ülkücüyü, Ülkü Ocakları’yla ayrıştırmanın, dahası terörle ilişkilendirmenin düşünü kuranlar eninde sonunda mağlup olacaklardır. Bize, hazırlanmış bir iddianameyle ilgili olmadık lafı edenler ellerine ve vicdanlarına bulaşmış ülkücü kanlarını temizleyecek edep ve onuru gösterebilmelidir” dedi.
(ANKARA)- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında; Sinan Ateş cinayetiyle ilgili “Yargıya intikal etmiş bir cinayet davasında partimizin ve Ülkü Ocakları’nın suçlanması ve Ülkü Ocakları’na suç örgütü gölgesi düşürmek için kolları sıvayan ajan ve provokatörlerin sırtının sıvazlanması tesadüf değildir. Ülkücüyü, Ülkü Ocakları’yla ayrıştırmanın, dahası terörle ilişkilendirmenin düşünü kuranlar eninde sonunda mağlup olacaklardır. Bize, hazırlanmış bir iddianameyle ilgili olmadık lafı edenler ellerine ve vicdanlarına bulaşmış ülkücü kanlarını temizleyecek edep ve onuru gösterebilmelidir” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bugün TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Bazı ilçe ve beldelerde pazar günü yenilenen yerel seçimlere değinen Bahçeli, “Gönül isterdi ki daha iyi sonuç alalım ancak milletimizin takdir ve tercihi neyse saygımız tartışmasızdır. Arka arkaya eklemlenen seçimler dönemi şimdilik kapanmıştır. Ülkemizi ve milletimizi meşgul eden mühim meselelere tüm yönleri ile kilitlenmekten başka seçeneğimiz de kalmamıştır” dedi.
Bahçeli, şöyle devam etti:
“Yalan iddialarda bulunan CHP Genel Başkanı’nın yolu yol değildir”
“Yumuşama kisvesi altında lafla peynir gemisi yürütenlerin ne yapacağı ayrıca ele alınmalıdır. MHP başkalarının gündeminde konu mankeni değil kendi gündemini inşa etmede muvaffakiyet sahibidir. CHP Genel Başkanı’nın yenilenen Pınarbaşı Belediye Başkanlığı seçiminin hitamında MHP’ye ve Kayseri milletvekilimize karşı sergilediği sevimsiz tutum yakışıksız olduğu kadar mesnetsiz ve temelsizdir. Kayseri milletvekilimizin terör estirdiğini söyleyen CHP Genel Başkanı müfteriliğine yeni bir halka eklemiştir. Bu şahsın ağzından çıkan sözler bunlar mı olmalıydı? MHP’nin herhangi bir milletvekili veya teşkilat mensubunu terörle ilişkilendirmek yumuşama pozları veren bir zatın edepsiz beyanatı ve hezeyanıdır. CHP Genel Başkanı terör ve terörist görmek hususunda merak içindeyse bize değil yanı başında vazo gibi tuttuğu, kol kola girdiği DEM’li bölücülere bakması en doğru tercih olacaktır. Bize küstahça üslup hatırlatması yapan bu şahsın önce kendi ağzını yıkaması, hırs bürümüş gözüne bizi kestirmekten derhal dönüş yapması ikazen tavsiyemdir. Parti yöneticilerimizi ve milletvekillerimizi doğrudan hedef alan, yalan ve yanlışlarla dolu iddialarda bulunan CHP Genel Başkanı’nın yolu yol değildir. Yumuşakça duruş MHP ile bağdaşmaz, asla da yakışmaz. Bir yanağımıza tokat atana diğerini dönemeyiz. ya aynısıyla cevap veririz ya da uzanan o eli kırıp atarız. Bizde geri adım olmaz, çıkar ve rant devşirmenin gölgesine sığınmak diye bir şey olmaz. Kucaklaşmanın temeli vatan ve millet sevgisidir.”
” PKK’lı sözde Hakkari Belediye Başkanının kirli yakasından nasıl tutulmuşsa diğer belediye başkanları ve milletvekillerinin de yakalarından öyle tutulacak”
Gözaltına alınarak görevden uzaklaştırılan Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ın yerine il valisinin kayyım atanmasıyla ilgili Bahçeli, “Bir teröristin 31 Mart seçimlerinde aday gösterilmesi demokrasiye kast etmek, hukuku işlevsiz hale sokmak niyetiyle arkasından dolanmak, devlet ile yöre halkını karşı karşıya getirmenin hazırlığını yapmaktır. Yargılanması süren ve hakkındaki kararın açıklanması an meselesi olan bir PKK’lının seçimlere katılması başlı başına bir skandaldır. Kayyuma karşıyız sözleri ile bölücü terör örgütüne hizmet eden kimlik ve kişilik yoksunları bellidir. PKK’lı sözde Hakkari Belediye Başkanı’nın kirli yakasından nasıl tutulmuşsa diğer kanun ve ahlak kaçkını sözde belediye başkanları ve milletvekillerinin de yakalarından öyle tutulacaktır. Tüm Türkiye’de terörist belediye başkanı, milletvekili istemiyoruz. Sözde kayyum edebiyatı yapanlar terör örgütü PKK’ya nasıl baktıklarını, siyasi aparatı DEM’e nasıl yaklaştıklarını netliğe kavuşturmakla mükelleftir” diye konuştu.
Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“DEM’lenmiş CHP’ye sormak isterim bizim hangi konuda yumuşak huylu olmamızı istiyorsunuz? Bölünme ve ayrılmada mı”
“Gerçek emellerini maskeleyerek normalleşme ve yumuşama sözlerini tedavüle sokan DEM’lenmiş CHP’ye sormak isterim bizim hangi konuda yumuşak huylu olmamızı istiyorsunuz? Bölünme ve ayrılmada mı, bin yıllık kardeşliğimizi bozmada mı? Yumuşayarak ve normalleşerek hangi karara varacaksınız? Şehitlerimize nasıl ihanet edeceğinize mi kahramanların hatıralarını nasıl ayaklar altına alacağınızı mı? Terörist Demirtaş ve DEM’e övgüler yağdıranlar, sorarım hepinize; maksadınız bunlardan hangisidir? Bunların hangisini tartışıp hangisinde yumuşayalım? DEM’lenmiş CHP’den tutun da diğer muhalefet partileri söylesin de bilelim bu kokuşmuşluğu nasıl telafi edecekler? Bunun vebalini nasıl üstlenecekler? Terör ve bölücülük cephesi çok iyi bilmelidir ki Türk milleti birliğini ve bütünlüğünü sonuna kadar müdafaa edecektir. Türkiye’nin kanlı bir kardeş kavgasına sürüklenmesini önlemek, bu vatanı ve milleti gönülden seven herkes için birinci öncelikli ve en önemli görevdir. DEM’cilerin ve yandaşlarının siyasi kışkırtmalarına ve tahriklerine rağmen bu oyun mutlaka boşa çıkarılacaktır. Milli meselelerde nerede durduğumuz bellidir.
“Ülkücüyü, Ülkü Ocakları’yla ayrıştırmanın, dahası terörle ilişkilendirmenin düşünü kuranlar eninde sonunda mağlup olacaklar”
MHP ve Ülkü Ocakları aleyhine tedavüle sokulan karanlık senaryolar, artan dozajlarda ilerletilmektedir. Yargıya intikal etmiş bir cinayet davasında partimizin ve Ülkü Ocakları’nın suçlanması ve Ülkü Ocakları’na suç örgütü gölgesi düşürmek için kolları sıvayan ajan ve provokatörlerin sırtının sıvazlanması tesadüf değildir. Hepsini takip ediyoruz, verilmeyecek bir hesabımızın olmadığını cümle aleme paylaşıyoruz. Hesaplaşmaya hazırız, hesaplaşmadan kaçmayız, hesap soracak yüreğe ise sahip olduğumuzu hiç kimsenin yabana atmamasını bekliyor, aklından çıkarmamasını temenni ediyorum. Başkaları için küçük, bizim için çok önemli bir ayrıntı da şudur: Hesaplaşacağız, ama helalleşmeyeceğiz. Dün kanımızı dökenlerin bugün sözde mahkeme kurup ülkücü müdafaasına tevessül etmeleri utanmazlığın sınır tanımadığına acıklı bir örnektir. Ülkücüyü, Ülkü Ocakları’yla ayrıştırmanın, dahası terörle ilişkilendirmenin zillet ve kabus dolu düşünü kuranlar eninde sonunda mahcup ve mağlup olacaklardır. Bize, hazırlanmış bir iddianameyle ilgili olmadık lafı edenler her şeyden önce ellerine ve vicdanlarına bulaşmış ülkücü kanlarını temizleyecek edep ve onuru gösterebilmelidir. Bizim hiç kimseden öğrenecek veya duyacak bir şeyimiz yoktur. 12 Eylül öncesi yarım kalan mücadeleyi şayet tamamlamak için gün sayanlar varsa, ben de diyorum ki sizden korkan sizin gibi olsun, yolundan dönen namert olsun, davasının onurunu savunmayan şerefinden mahrum olsun. Hesaplaşma teklifimizi yineliyorum. Hatta hodri meydan diyorum.
“Camiamız etrafında pusu kuranlar hayal kırıklığına uğratılacaktır”
Bir ara partimizde yer alsa da, şimdilerde neyin hesabı, ne hesaplaşması diyerek ileri geri konuşan çürüklerin vakti saati geldiğinde ipliğini pazara çıkarmak, ne kadar ahlaksız olduklarını deşifre etmek davamıza vefa borcumuzdur. Kurdun boynuna tasma geçmez, geçerse itin boynuna geçer. Aramızda açık hesap olanlar sanmasınlar ki kapandı defterler, tek tek yazdık her birini bir sayfaya, günü geldiğinde iyi ya da kötü muhakkak ödenecek bedeller. Hala malum televizyonlara çıkıp geçmişte ülkücü hareketin içinde kuru yaprak gibi dolaşanların ihanetini nasıl artırmak gayretinde olduklarını görüyorum. Onların hatıraları bizde malumdur, onların ihaneti ise herkes tarafından bilinmektedir. Bazıları kapıyı sert çekip gittiğinden dönmeye yüzleri kalmadı, bazıları meçhule açtıkları yelkenler yırtılınca ıssızlığa mahkum oldu. Kimi zaman da sapı gövdemizden yapılan baltaların darbesine maruz kaldık, ancak geldiğimiz bu aşamada tıpkı bir çınar gibi Türk milletinin vicdanında kök salmasını çok şükür başardık. Camiamız etrafında pusu kuranlar hayal kırıklığına uğratılacaktır.
“Biden’ın ‘savaşın bitme vakti geldi’ mesajının gerçeğe dönmesi ertelenemez bir mecburiyettir”
Filistin’i tanıyan ülke sayısının 147’ye ulaşması umut ve memnuniyet vericidir. ABD Başkanı’nın 31 Mayıs 2024 tarihinde açıkladığı 3 aşamalı kalıcı ateşkes planı ve buna Hamas’ın olumlu bakması müspet bir gelişmedir. Biden’ın ‘savaşın bitme vakti geldi’ mesajının gerçeğe dönmesi ertelenemez bir mecburiyettir. ABD Temsilciler Meclisi Başkanı öncülüğünde İsrail Başbakanı’nın Kongre’ye davet edilmesi ve bu vesileyle konuşma yapacak olması eğer ateşkes adına diyalog ve işbirliğini sağlamak gayesine matufsa mesele yoktur. Yoksa ‘Caniyahu’nun ABD’de ağırlanıp kucaklanması, sonra da bir şey olmamış gibi uğurlanması halinde bunun zulme ve soykırıma ortaklık şeklinde anılacağını herkesin bilmesinde yarar vardır. İsrail ile Filistin arasında bir an evvel kalıcı ve köklü ateşkes rejimi tezahür etmeli, sürdürülebilir barış için taraflar harekete geçmelidir.”
(BİTTİ)