Kdz. Ereğli Belediye Başkanı ve CHP Belediye Başkan Adayı Halil Posbıyık, belediye meclis üyesi adaylarıyla Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) yönetimini ziyaret etti.
Kdz. Ereğli Belediye Başkanı ve CHP Belediye Başkan Adayı Halil Posbıyık, belediye meclis üyesi adaylarıyla Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) yönetimini ziyaret etti.
TSO Başkanı Arslan Keleş ve yönetim kurulu üyeleri tarafından karşılanan Başkan Posbıyık, ziyarette TSO yönetimiyle iş dünyası ve gelecek planlamaları üzerinde görüş alışverişinde bulundu.
TSO Başkanı Arslan Keleş, Başkan Posbıyık ve ekibine ziyaretleri için teşekkür ederek, şunları söyledi:
“KDZ. EREĞLİ BELEDİYESİ BİR OKUL”
“Tüm ülkemizde 31 Mart’ta yapılacak olan mahalle seçimlerin Kdz. Ereğlimize, ülkemize hayırlı olmasını canı yürekten temenni ediyoruz. Burada gözümüzü açtık Halil Posbıyık ismi var. Kendisini çok takdir ederek her yerde de söylüyorum. Türkiye’de eşi benzeri görülecek bir konu değil. 8. kez Allah nasip etti bir kişi Belediye Başkanı adayı oluyor. 7 seçimin 5’ni kazandı. 1989’daki ilk seçimi öyle böyle tecrübesizlik diyelim, diğerini çok az farkla kaybedilen seçim. Gerçekten bir başarı hikayesi. Halil başkanımızın şehrimize katmış olduğu ciddi eserler, ciddi işler var. Bugüne kadar çalışmalarında kurumlar arası diyaloga hep önem verdi. Birlikte çalışma kültürüne inandı, destek verdi. Aranızda bakıyorum burada en eski öğrencisi de benim. 2004-2009 yılları arasında Halil Başkanımızın meclis üyeliğini yapmıştım. Siyasete kendisinin sayesinde atıldım. Ereğli’nin önemli kurumlarından bir tanesi olan Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanıysam o günkü siyasette başlangıç noktası bugün buralara gelmeme vesile olmuştur. O anlamda Halil Posbıyık’ın liderliğinde Kdz. Ereğli Belediyesi bir okuldur. Başkanımızın listesine baktığımızda en fazla TSO üyesi meclis üyesi olarak sizin listenizde. İnşallah Ereğlimiz için hayırlı olur, başarılar diliyorum.”
“PARTİZANLIK, 1989’DA EREĞLİ’YE İL OLMAYI KAYBETTİRDİ”
Kentin kurumlarıyla her dönem yakın iş birliği içerisinde çalıştığını belirten Başkan Halil Posbıyık ise şu değerlendirmeleri yaptı:
“1989 yılında ilk seçimi kaybetmem tabii biraz acemilik de olabilir ama asıl partizanlık ben seçim kaybettiysem Ereğli’ye de il olmayı kaybettirdi. O zaman rahmetli Özal beni Ankara’ya çağırdı. Israr etmişti ANAP’tan Belediye Başkan Adaylığı için. Biz de sosyal demokratız diye kabul etmemiştim ilk başta ama peşinden Ereğli susuzdu o zaman ‘Ereğli’yi suya boğacağım’ dedi, yetmedi ‘paraya boğacağım’ dedi. Çünkü kendisi Ereğli’yi yakından tanıyordu. Kabul etmemiştim. Peşinden ‘Belediye Başkanı seçilirsen Ereğli’yi il yapacağım’ dedi. O zaman biz gençler arasında en çok konuştuğumuz konu Ereğli’nin il olmasıydı, çünkü Ereğli il olursa önünün nasıl açılacağını biliyorduk. Bu teklifi üzerine ellerim titremeye başladı ve Ereğli’ye olan sevgimiz üzerine teklifi kabul ettik ve aday olduk. Netice olarak eğer 89 yılında Ereğli halkı partizanlık yapmasıydı, Ereğli il olacaktı.
“BELEDİYECİLİKTE İYİ OLMAK YETMEZ, LİDER OLMAK GEREKLİ”
Biz olamadık, Karabük ve Bartın il oldu. Yerel yönetimlerde partizanlık olmaz. Muhtarlıkta ve belediye başkanlığında o memlekete sahip çıkacak, lider, yürekli, disiplinli, namluyu gösterdiklerinde korkmayan yürekli insanlar lazım. Yoksa rantın yüksek olduğu yerde belediye başkanı olan adama herkes çullanır, herkes bir şeyler gösterir. Örneği de var yani. Belediye başkanı olmak için sadece iyi insan olmak yetmiyor. Mesela İbrahim (AK Parti Adayı) benim çok iyi arkadaşım. İyi bir mühendis ama Belediye başkanlığında sadece iyi olmak yetmiyor. Lider olmak gerekiyor. 2014 yılında seçim kaybettiğimde AK Parti’den göreve gelen Hüseyin Uysal’da iyi bir insandı. Benim de doktorumdu. Kendi branşında çok başarılıydı ama belediyecilik herkesin yapabileceği bir iş değil. Ereğli halkı gördü bunu.
“HALKI KANDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR”
Bugün mesela adayların projelerini gösterdiler. Potbaşı’nda bizim Oyun Dünyası var. Oraya proje çizmişler 3 tane nikah salonu, konferans salonu, oyun sahaları bilmem neler yapmışlar. Kardeşim nereye yapıyorsun bunu. Orasının yarısı Erdemir’in, yarısı hisseli arazi. Zaten bir kısmı dereye gitmiş, şu anda oradan geçen yol imarda derenin üzerinde. Belediyenin de orada küçük bir yeri var. İnsanın içinden ‘atma be İbrahim’ diyesi geliyor. Bilmeden sallıyorlar. Sen mühendissin sana yakışmıyor. Halkı kandırmaya çalışıyorsunuz. Biri de Balı Platformu demiş, çizilen projeler Balı Mahallesi’ne sığmıyor. Balı’da yerin metrekaresi kaç para, burayı nasıl kamulaştıracaksınız.Devlet nasıl yatırım yapamıyorsa, belediyelerde tüzel kişiliklerde çok zor durumda. Bu kadar atmasyon olmaz, vatandaş yerse diye kandırmaya çalışıyorlar. Hiç hoş şeyler değil bunlar, hiç yakışmıyor. İbrahim kardeşimin benim yanımda senin gibi (TSO Başkanı Arslan Keleş) 5 sene eğitim görmesi lazım. Mesele Ereğli meselesi. Ülkenin durumu çok kötü. Çok işsiz, aç, geçinemeyen insanlar var. Vatandaş devlete, Kaymakama gidemiyor belediye başkanına oy verdiği için rahatlıkla geliyor. Hatta kafada tutabiliyor. Çok zor dönemden geçiyoruz. Sürekli asgari ücreti yükseltiyorlar, biz de yükseltiyoruz. En düşük işçi ücreti 30 bin TL. İller Bankası’ndan gelen pay belli. Devletin yatırım yapmadığı bir ortamdayız. Onun için Ereğli’nin yeni bir maceraya ihtiyacı yok.
“MÜCAVİR ALAN SINIRINI BÜYÜTMEK İSTİYORUZ”
OSB’ler iki tarafta da doldu. Ereğli’ye halen talep var. TSO’nun konusu olmasına rağmen bana dahi talep geliyor. Hatta birisini yerleştirdik. Şöyle bir şeye karar verdik, bir defa sınırları genişleteceğiz, Soğanlı’yı alacağız. Mücavir alan olarak Subaşı’na kadar büyütebilirmiyiz? Bunun çalışmasını yapıyoruz. Tabii ki mücavir alana aldığınız zaman belediye bir takım yükümlülüklerin altına giriyor. Kanalizasyonu, suyunu, yolunu yapması gerekiyor. Bunu planlarken orta ölçekli fabrikalar koymak gibi fikir oluşmaya başladı. Hakikaten Ereğli’ye ilgi ve alaka var. Büyük yerlerden fabrikalar Anadolmu’ya akın ediyor. Sebebi büyük yerlerde kiralar yüksek, usta başlarının ev kiraları yüksek onun için Anadolu’ya gelmek istiyorlar ve Ereğli’de var. Mesela Okyonus’u getirdik, bir çok yer aramışlar, kızımın arkadaşı. Babası Belediye Başkanı biz Ereğli’ye gidelim diye geldiler buraya ve son yeri aldık yerleştirdik onları. Dolayısıyla Ereğli’de istihdamın artırılması için böyle bir çabanın gösterilmesi gerektiğine inandık ve taşın altına görevimiz olmamasına rağmen elimizi koymaya karar verdik. İlk etapta Delihakkı’ya kadar alacağız, eğer bu parlak bir fikirse bakacağız, göreceğiz Subaşı’na kadar genişlemeye çalışacağız.
“EREĞLİ’YE SAHİP ÇIKAN YOK”
Ereğli Türkiye’nin en güzel köşelerinden biri. Akçakoca’dan bu tarafa döndüğümüzde içimiz rahatlıyor. Deniziyle, doğasıyla her şeyiyle. Ama Ereğli’ye sahip çıkan kimse yok. Ereğli, demir çeliğiyle Türkiye’nin en kapasiteli şehirlerinden biri. Yani burada hiç kimsenin evladının boş kalmaması, işsiz kalmaması lazım. Ereğli’nin çocukları Yalova’da, İzmit’te, Bursa’da koloniler kurmuş, yavukluları burada onlar orada çalışıyor neden? Demirçelik’e adam alıyorlar Karabük’ten, Kırıkkale’den alıyorlar. Ereğli çocuğu imtihanı kazanmadı diyorlar. Beyinsiz mi Ereğli uşağı. Değil. Niye? Onların siyasi sahipleri var. Kırıkkale’nin de siyasi sahipleri var. Sendika falan hep Kırıkkale’den biliyorsunuz. Ereğli uşağının sahibi yok. Siyasi olarak sahip çıkılmıyor Ereğli çocuğuna. Hiçbir siyasi partinin bunları gündeme getirdiğini gördünüz mü? Ayrım yapmadan söylüyorum İlçe Başkanlarından, milletvekillerinden hiç buna itiraz edeni, ses çıkaranı görüyor musunuz? Yok. Bir tek ben konuşuyorum bana da kavgacı diyorlar. Ben Ereğli halkı için bağırıyorum. Ben kavga etmesini bilmem, silah kullanmam, yumruk atmasını da bilmem. Ama ben Ereğli halkının hakları için bakan da çakan da tanımam. OYAK’ın Genel Müdürü, benim için ‘Fabrikayı kapatacak’ diyormuş. Ben kimim ki fabrikayı kapatayım. Faşistler işine gelmeyen muhalefeti susturmak isterler. Halka beni şikayet edip ‘aman fabrika kapanmasın, sus’ deyip beni susturmaya çalışıyorlar.
“TAKASI, EREĞLİ ÇOCUKLARINI İŞE ALMAMAK İÇİN ÇIKARMIYORLAR”
Çünkü benden başka konuşan yok Ereğli’de. Karabük’te demir çeliğe girerken orada doğan çocukların arasından kura çekiyorlar. Bu Ereğli’de niye olmuyor. Bakın şimdi Ereğli’de bir takas davası var. Babalar emeklilik yaşına geldi, ayrılacak çocuğunu veya damadını koyacak. Takası yaptırmıyorlar. Sendika niye mani olmuyor buna. Bak 3 ay evvel Karabük’te takas oldu. Çocuklarını aldılar babaların yerine. Burada niye olmuyor. Burada olmuyor çünkü Kırıkkale’den, Karabük’ten siyasi baskıyla Erdemir’e adamlar geliyor, eğer takas olursa onlara yer bulamayacaklar onun için takası yapmıyorlar. Takas yaparlarsa Ereğli’de yaşayan insanların çocuğu, damadı işe girecek. Onlardan evvel başka şehirdeki insanların siyasi baskıyla çocuklarına yer açmak için Ereğli uşağına takası yaptırmıyorlar.”