MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, “Teşkilatlarımızın çalışmaları sırasında sahadan aldıkları bilgi, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere megakentlerde Cumhur İttifakı adaylarının kazanmaya çok yakın oldukları yönündedir.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, “Teşkilatlarımızın çalışmaları sırasında sahadan aldıkları bilgi, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere megakentlerde Cumhur İttifakı adaylarının kazanmaya çok yakın oldukları yönündedir.” ifadesini kullandı.
Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, yerel seçimlere doğru son viraj dönülürken, MHP teşkilatlarının bütün mevcudiyetleri ve olanca güçleriyle sahada çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.
Her seçim atmosferinin, kendileri için bir siyasi yarış ortamı olduğu kadar vatandaşlarla halleşme, dertleşme, bilişme ve paylaşma vesilesi olduğunu belirten Yalçın, seçimlerin, MHP için siyasi rekabetin kavgaya dönüştüğü süreçler değil milletle omuz omuza, doyasıya kutlanılan bayram olduğunu kaydetti.
Yalçın, seçimlerin, MHP kadroları için hem siyaset düğünü, hem de milli bilincin kamçılanıp beka azminin bilendiği toplumsal etkileşim süreçleri olduğunu belirterek, yerel seçim sathı mailine girilmeden yollara düşen MHP kadrolarının, kamu vicdanının sandığa eksiksiz yansıması, adalet ve hakkaniyetin kamilen tecelli etmesi için çaba gösterdiğine dikkati çekti.
Bu gayretin halen canla başla sürdüğünü ifade eden Yalçın, bu çerçevede, toplumda ağır basan siyasi eğilimin demokratik tercihe hürriyet, barış ve meşruiyet içinde yansımasının vazgeçilmez öncelikleri olduğunu vurguladı.
Hiçbir caydırıcı unsurun, hiçbir vesayetin, hiçbir baskı unsurunun, milli iradenin önüne çıkmasına tahammüllerinin bulunmadığını belirten Yalçın, “Hiçbir dinamik gücün milli iradeyi sınırlamasına veya ona etki etmesine rızamız yoktur. Modern demokrasilerde olması gereken de budur.” ifadesini kullandı.
Türk demokrasisinin, Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren çok ciddi badirelerden, ağır sınamalardan, nice yaman imtihanlardan geçerek bugünlere eriştiğine işaret eden Yalçın, “Hale ulaşılmasında en büyük pay, milletimizin egemenlik haklarını korumaktaki titizlik ve azminindir.” açıklamasını yaptı.
“Bölücülük hedefleyen hiçbir kurumun Türk siyasetine hakimiyetine müsaade edilmeyecek”
Yalçın, Türk milletinin hiçbir ikincil güç odağının, hiçbir etnik yapı veya aykırı inanç sisteminin kendi iradesine ipotek koymasına izin vermediğinin, haklarını kıskançlıkla, cesaretle müdafaa edip koruduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:
“MHP olarak milletimize sözümüz vardır, egemenlik haklarımız ne dilde ne yönetimde ne de Anayasa’da ikincil veya üçüncül unsurlarla paylaşılacaktır. Paylaşım ve bölücülük hedefleyen hiçbir kurum, kuruluş veya odağın Türk siyasetine hakim olmasına müsaade edilmeyecektir.
Milli hakimiyet, kanla, alın teriyle, başlar, şehitler verilerek kazanılmış ve kayıtsız şartsız Türk milletinin olmuştur. Bu olgu, kıyamete kadar değişmeyecektir. Milletimizin varlık ve beka mücadelesinde MHP, daima yanında yer almıştır.
‘Önce ülkem ve milletim’ düsturuyla yola çıkan MHP kadroları, koltuk uğruna, iktidar uğruna, hasbelkader elde edilen mevkilerin muhafazası uğruna bölücülüğe, ayrılıkçılığa taviz verenlere asla sessiz kalmamıştır. MHP, bu yoldaki kararlılığını da mensubu ve hizmetkarı olmakla şeref duyduğu milletinin binlerce yıllık birikim ve köklü geleneklerinden almıştır.”
Yalçın, AK Parti ile MHP’yi Cumhur İttifakı bünyesindeki “Türkiye Yüzyılı” ortak hedefinde buluşturanın da aynı milli miras olduğunu belirtti.
Yerel seçimler dolayısıyla bazı siyasi parti ve mahfillerde bölücülerle, “Al takke ver külah”, “Al papazı ver kızı” diyerek, belediye başkanlıkları ve belediye meclis üyelikleri paylaşanları milletle birlikte ibretle seyrettiklerini belirten Yalçın, “Genel seçimlerden sonra masadan kalkıp farklı kulvarlara savrulan muhalefet bağlaşıklarının, proje ve hizmetleriyle halka kendilerini beğendirmek yerine sürekli algı çalışması ve koltuk kapmaca hesapları peşinde olduğunu görmekteyiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhur İttifakı’nın karşısında yer alan muhalefet cephesinin üyelerinin, “pejmürde, perişan ve dağınık” bir fotoğraf verse de sanal hizmet sunumlarında, hükümetle “önceki belediyelerin yatırım ve projelerine çökme cambazlıklarında” yarıştığını belirten Yalçın, “Bu kırk haramiler güruhunun başını çeken CHP, bir yandan Cumhur İttifakı’nın sözcülerine ve temsilcilerine laf yetiştirip açığa düşmeme telaşındadır. Diğer yandan da mukadderatını bağladığı bölücü terör örgütünün siyasi kanadına çıtını çıkaran partililerle, belediye başkanı adaylarına ayar vermekle meşguldür.” ifadelerini kullandı.
“İstikametini yitirmiş CHP’nin yeni siyasi kıblesi Kandil’dir”
Yalçın, bunların, ramazan ayına rağmen iştiha ve ihtiraslarına gem vurmadıklarını belirterek, şunları kaydetti:
“Elbette bütün kentlerimiz çok değerli, bütün bölgelerimizin seçmenleri bizim için azizdir. Ancak yerel seçimler vesilesiyle İstanbul ve Ankara başta olmak üzere megakentler üzerinden deveran eden siyasi atışma ve tartışmaların daha çok öne çıktığı da bir hakikattir.
Mesela İstanbul’da kazanması için tavşan adaylarla halkın aldatılmaya çalışıldığı ve bölücü terör örgütünün açıkça destek verdiği Ekrem İmamoğlu, AK Parti’li belediyenin başlatıp hükümetin destek verdiği bütün projeleri sahiplenmiş durumdadır. İmamoğlu, bu arada PKK’nın siyasi kanadının tam desteğini almak için çırpınmakta, bu yüzden DEM Parti’yi eleştirmeye kalkan CHP’lileri tehdit edip onlara hışımla parmak sallamaktadır. Ekrem İmamoğlu, CHP’den çok Kandil’in, PKK’nın siyasi acentesinin adayı konumundadır. CHP DEM’le eklemlenip artık CH(P)KK adını almış, Ekrem İmamoğlu da Ek-DEM İmamoğlu olmuştur. CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun belediyecilikte parmak ısırtan inşa ve kentsel dönüşüm hizmetlerinin son merhalesi ise balya balya para kulesidir. PKK yalnızca terör örgütünün kısaltması değildir. Bu baş harflerin CHP zaviyesinden bir başka açılımı da para kulesi kepazeliğidir. Artık istikametini yitirmiş olan CHP’nin yeni siyasi kıblesi de Kandil’dir. CHP, ‘güneşi zapt etme’ iddiasından vazgeçip, Kandil’in kör ışığına fit olmuştur. İstanbul gibi bir megakentte gerçekleştirilmesi icap eden dönüşümün yerine, tebeddül eden CHP olmuştur. Bu, çıkarcı bir zihniyet ve siyasi muhit dönüşümüdür.”
Yalçın, Ankara’da ise sanal hizmet cambazlığıyla ve halkın gözü boyanmaya çalışılarak her alanda “şarlatan belediyecilik” örneği sergilendiğini ifade ederek, mevcut Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın, görevde kaldığı sürede yavaş yavaş sadece Ankara’nın bulvarlarını süsletip gübrelettiğini, çiçek tarhlarını elden geçirttiğini, ana arterlere çektirilen belediye kamyonları ve otobüslerine, “Büyükşehir işbaşında” yazıları astırılarak Ankara halkına hizmet ediliyormuş süsü verilmeye çalışıldığını iddia etti.
Geçen 5 yılda başkentte özgün projelerle bir santimetre bile metro inşa edilmediği, hiçbir büyük altyapı sorununun çözülmediği eleştirisinde bulunan Yalçın, ancak önceki dönemde başlayıp sürdürülen projelere “çullanıldığını”, kaç kişiye götürüldüğü meçhul, sözde iane ve iaşe yardımlarıyla gözlerinin boyanmaya çalışıldığını ifade etti.
“Seçmen bölücü, bohçacı belediyeciliğine son vermek üzere sandığa gidecek”
Yalçın, son 5 yılda İstanbul ve Ankara’nın sorunlarının dağlar gibi yığıldığını ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu:
“İstanbul halkı, 5 yıldır gaip olan ve vaktini kent dışında politika turizmine hasreden bir belediye başkanı istememektedir. Gerek parti içinde gerekse muhalefette; durmaksızın gıllıgışlı iş çeviren bir belediye başkanı istememektedir. İstanbul halkı, sırtını Kandil’e yaslayan, gözünü Ankara’ya diken bir belediye başkanı istememektedir.
Başkent ahalisi, bahçıvan veya bohçacı değil, gerçek belediye başkanı istemektedir. Ankaralılar, belediyecilikte kağnı süratinde veya kaplumbağa adımında yetersiz hizmet değil, kentin sorunlarına hızlı ve etkin çözümler beklemektedir. Biz şundan eminiz, iki megakentimizdeki seçmenlerin ekseriyeti, İstanbul’da bölücü, sanal ve şarlatan belediyeciliğe, Ankara’da da bohçacı ve bahçıvan belediyeciliğe bir son vermek üzere sandığa gidecektir. Teşkilatlarımızın çalışmaları sırasında sahadan aldıkları bilgi, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere megakentlerde Cumhur İttifakı adaylarının kazanmaya çok yakın oldukları yönündedir. Milletin umudu, Cumhur İttifakı’nın adaylarında ve göz dolduran projelerindedir.”
Yalçın, İstanbul’da devasa projeler ve muhteşem dönüşüm planlarıyla halkın karşısına çıkan Murat Kurum ile Ankara’da başkente yakışır çok sayıda projeyle parlayan Turgut Altınok’un, AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın adayları olarak 2 büyük ildeki seçmen çoğunluğunun “radarında olduğuna” dikkati çekti.
Her iki adayın da milletten büyük teveccüh ve ilgi gördüğünü belirten Yalçın, şunları kaydetti:
“Tafsil ettiğimiz bütün bu gerçekler karşısında sadık ve vatansever CHP’li seçmenin de elbette sandıkta temayülü değişecektir. Kararsızlar da neticede oylarını Cumhur İttifakı adaylarından yana kullanacaklardır. Milletimiz, bütün Türkiye’de ve yerelde de İstanbullularla Ankaralıların gözleri önünde oynanan orta oyununa bir son verecektir. Yerel seçimlere 3 gün kala şu gerçekliğin hatırlanması cumhurun zaferini sağlayacak, koltuklarını korumak için durmadan saf, kanat ve kanaat değiştiren politika kuşlarının kanadını 31 Mart’ta bizzat millet yolacaktır. İmamoğlu Ek-DEM ile Yavaş Mansur, boylarının ölçüsünü alacaktır.”