CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa’da, Kula Belediyesi ve partisinin ilçe başkanlığını ziyaret edip Halk Buluşması programına katıldı. Belediye binası önünde toplanan Kulalılara seslenen Özel, “Atatürk’ün iki emanetine, hem partimize, hem de Türkiye Cumhuriyetine gözümüz gibi bakacağız. Ben yakamdaki parti rozetimdeki 6 okun altısına da aşığım. Bu altı okun içindeki milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız” dedi.
HABER: FATİH ÖZKILINÇ KAMERA: KERİM UĞUR
(MANİSA) – CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa’da, Kula Belediyesi ve partisinin ilçe başkanlığını ziyaret edip Halk Buluşması programına katıldı. Belediye binası önünde toplanan Kulalılara seslenen Özel, “Atatürk’ün iki emanetine, hem partimize, hem de Türkiye Cumhuriyetine gözümüz gibi bakacağız. Ben yakamdaki parti rozetimdeki 6 okun altısına da aşığım. Bu altı okun içindeki milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız” dedi.
Belediye önünde gerçekleşen Halk Buluşması’nda Cumhuriyet tarihinde ilk kez partisinin Manisa’da hem büyükşehri, hem merkez ilçeleri, hem de 15 ilçeyi kazandığını ifade ederek konuşmasına başlayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, şunları kaydetti:
“Bugün sizin karşınıza büyükşehir belediye başkanlarımızla, ilçe belediye başkanlarımızla ve büyük bir onurla, büyük bir gururla çıktık. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Biraz önce ilçe başkanlığımızdaydık. Önceki dönem ilçe başkanlarımızla, Osman ve Ramazan hocayla, Halit abiyle beraber eski günleri konuştuk. Yüzde 10 oy aldığımız günleri, bayramlaşmada küçük ilçe başkanlığımızda bazen boş kalan sandalyeleri konuştuk. Ama bugün büyük emekler, büyük gayretler sonunda CHP bu seçimlerde Kula’da kullanılan her iki oydan birini alarak yüzde 52 oyla Kula Belediyesini kazanmıştır. Hayırlı olsun. Kula Belediye Başkanımız, sizin evladınız. Hikmet Başkanı yürekten kutluyorum. Kula ilçe başkanımız seçildiğin günden itibaren, genç başkan önce dedesine partideki değişimi, benim Genel Başkanlığımı söz verdi. Benim Genel Başkan seçildiğim dakikalarda ilçe başkanımız dedesi rahmetli oldu, koştu buraya geldi. Ertesi gün çalışmaya devam etti. Bana hep şunu söyledi. Ben bu belediyeyi alacağım. Adaylar belirlendi, kapı kapı anket gibi ön seçim yaptı. Temayül yoklaması yaptı. Doğru adayı buldu, arkasında durdu. Adaylaştırdı, onunla birlikte koştu, hepimizi inandırdı. Kula’yı inandırdı, bu zaferi kazandı. Kendisini ve örgütümüzü yürekten kutluyorum.
“KULA’NIN SONUNA KADAR YANINDAYIM”
Bu başarı sadece CHP’lilere ait değildir. Öyle yaparsak gerçekten büyük bir haksızlık yapmış oluruz. Bu başarı deyim yerindeyse Kula ittifakının başarısıdır. Kula’daki elbette CHP’liler, sosyal demokratlar adayımıza oy verdi ama gönlünde ve gözünde güneş açmış iyi insanlar. Eskiden MHP’li olmuş, genç ülkücüler, demokrat ülkücüler. Milliyetçi demokratlar. Vaktiyle AKP’li olmuş ama son zamanlarda haram ve yalandan yılmış muhafazakar demokratlar bizlerle birlikte oldu. Kula’nın bütün demokratlarına selam olsun. Geçmişin ANAP’lısı burada, Doğru Yollusu burada. Saadetlisi, Geleceklisi, DEVA’lısı burada. AKP’lisi, MHP’lisi burada. Geçmişin Adalet Partisi, Demokrat Partisi burada. Biz büyük bir birlikteliği sağlamış, yüzde 52 oy almış, büyük Kula ittifakıyız. Herkesin emeğinin ve katkısının farkındayız. Hepinize çok teşekkür ediyoruz. Bundan sonra iş bu büyük birlikteliği bir arada tutmak. Hiç şüphem yok ki Hikmet Başkanım zaten belediyenin kapılarını ardına kadar açtı. Kendi iyi, kalbi iyi, niyeti iyi bir insan olarak onun hedefi Kula’ya en iyi hizmeti yapmak. Biz de o Kula için çalışırken, kimden ona destek gerekirse. Mansur Yavaş ise Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu ise Ekrem İmamoğlu. Hepsi arkasında. Ben partinin genel başkanı olarak, Kula’daki bu başarıya hem minnetlerimi sunmak, hem de Kula’nın gelecekteki güzel günlerine katkı sunmak için var gücümle, kendi şehrimin ve Kula’nın sonuna kadar yanındayım. Arkasındayım.
“İKTİDAR YAPMANIN GÖREVİNİ VE SORUMLULUĞUNU ALDIK”
Bu seçimlerde biz bir zafer kazanmadık. Bunu bütün örgütümüze söylüyorum. Biz bu seçimlerde bir görev aldık. Biz bu seçimlerde CHP olarak bu büyük ittifakı büyütmenin, korumanın, önümüzdeki seçimlere taşımanın ve dolayısıyla Cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk genel seçimlerinde partimizi birinci parti yapmanın, Atatürk’ün partisini iktidar yapmanın görevini ve sorumluluğunu aldık. Şunu herkes bilsin ki bu görev partizanca bir görev değildir. Çünkü CHP herhangi bir parti değildir. CHP bu Cumhuriyeti kimler kurduysa, Atatürk’ün, İsmet İnönü’nün, Kazım Karabekir’in, Cumhuriyeti ve bu memleketi kimler kurtardıysa, kimler kurduysa bu ülkeyi onların kurduğu bir partidir.
“KİM Kİ ATATÜRK’Ü, VATANINI, BAYRAĞINI, ÜLKESİNİ SEVİYOR BİZ DE ONU SEVİYORUZ”
Bu parti deyim yerindeyse baba ocağıdır. Hepimiz baba ocağına doğar ve büyürüz. Kimi büyüğünü arar ve gider kimi de küçüğüne razı olur. Kimi ırakta oturur, kimi yakında oturur. Ama herkes bilir ki baba ocağı oradadır. Çorbası kaynamaktadır. Bacası tütmektedir. O baba ocağının bacası tütsün diye oraya odun çekenler, çorbasını kaynatanlar, CHP’lilerdir. Hepsine helal olsun, teşekkür ediyorum. Ancak baba ocağı sadece CHP’lilerin değildir. Baba ocağı biraz önce söylediğim gibi hepimizindir. Orası dedemizin partisidir, babamızın partisidir. Biliriz ki başımız sıkışırsa gideceğimiz yer baba evidir. Zorda kalırsak, darda kalırsak gideceğimiz yer baba evidir. Çorbası kaynar, bacası tüter. Gittiğinizde de kimse size nereden geldin, bugüne kadar neredeydin, sen gittin bak bize neler ettin demez. Çünkü öyle diyene sorun. Kardeşim bu evin tapusu kimdedir? Vallahi ne Özgür Özel’dedir, ne Kemal Beydedir. Rahmetli Ecevit’te de yoktu, İsmet Paşa’da da. Baba evinin tapusu bir kişiye kayıtlıdır. O da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bunun için kim ki Atatürk’ü seviyor, kim ki vatanını seviyor, kim ki bayrağını seviyor, ülkesini seviyor, biz de onu seviyoruz. İstiklal Marşı çalarken, filenin sultanları şampiyon olmuş, göndere bayrak çekilirken onlarla bir ağlıyor. Kim ki milli takım gol atınca ayağa zıplıyor. Biz onlarla beraberiz.
“GÜÇ ZEHİRLENMESİNE KAPILMAYACAĞIZ”
Biz CHP olarak edindiğimiz görevden, kibre, güç zehirlenmesine kapılmayacağız. Aksine sorumluluğumuzun farkındayız. Bu ülkede yoksulluk var, işsizlik var. Çiftçilerin, hayvancılıkla uğraşanların büyük dertleri var. Esnaf perişan ve emekliler açlığa terk edildi. 10 bin lira ile kira versen aç kalırsın, karnının doyursan sokakta kalırsın. Böyle bir ülke yarattılar, bunun için büyük bir mücadele verip tekrar halkın iktidarını kurmak. Tekrar Atatürk’ün, Cumhuriyet ki kimsesizlerin kimsesidir dediğini hatırlamak ve uygulamak. Bu ülkede işsizliği, yoksulluğu bitirmek. Emeklinin yüzünü güldürmek. Esnafın cebini doldurmak, çiftçiyi öyle birinin dediği gibi al ananı da git değil Atatürk’ün dediği gibi milletin efendisi yapmak. Bizim ödevimiz, görevimiz, hedefimiz budur. Bunun için hep birlikte çalışacağız.
“BİZ BU ÜLKENİN GERÇEK SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ”
Birileri istiyor ki kavga edelim. Ben seçimde de söyledim. Asla ve asla suni gündemlerin peşine takılmayacağız. Kimlik siyaseti oyununa gelmeyeceğiz. Asla sonu gelmeyecek kavgaların tarafı olmayacağız. Biz bu ülkenin gerçek sorunlarını konuşup, onları dile getirip, onu çözmek için mücadele edeceğiz. Diyorlar ki gel benimle kavga et. Ben kavga edeceksem emeklinin kavgasını edeceğim. Çiftçinin, yoksulun kavgasını edeceğim. Şundan herkes emin olsun, herkesle konuşurum, müzakere ederim ama sizin için mücadeleyi asla bırakmam. Çünkü bizden millet kavga istemiyor. Millet oturun, çalışın, tartışın ve derdime çare olun diyor. Yeniden seçimler yapılıp, bu millet bize iktidar görevi verene kadar bu ülkede ana muhalefet partisiyiz. Bu ülkenin çıkarları için sonuna kadar mücadele edeceğiz.
“ALGI OPERASYONLARINA TESLİM OLMAYIZ”
Atatürk’ün iki emanetine, hem partimize, hem de Türkiye Cumhuriyetine gözümüz gibi bakacağız. Ben yakamdaki parti rozetimdeki 6 okun altısına da aşığım. Bu altı okun içindeki milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli, kendinden olmayanları gayri milli. Kendisini makbul, geri kalanı hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği, ne milli olmayı, ne vatanseverliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız. Yaşasın Cumhuriyet. Yaşasın CHP. Seçimleri Türkiye ittifakı kazanmıştır, Türkiye ittifakı adını güzel ülkemizden, renklerini ay yıldızlı al bayrağımızdan alır. İşte buradan bir kez daha haykırıyoruz ki. Kırmızı, beyaz. En büyük Türkiye. Bu Türkiye’yi yüzü gülene kadar, tekrar gelişmiş ülkeleri yakalayıp geçene kadar, Atatürk’ün emanet ettiği gibi çiftçisine de işçisine de sahip çıkana kadar, emek emek çalışıp bugünlere bu ülkeyi getiren emekliler hakkını alana kadar, önce muhalefette mücadele edeceğiz, sonra iktidar olup hepsinin yüzünü güldüreceğiz.
“OY VERMEYENLERİN DE GÖNLÜNÜ ALACAĞIZ”
Sizden ricam bundan sonra Kula’yı kucaklayın, daha önce oy verenleri pişman etmeyeceğiz. Ama oy vermeyenlerin de gönlünü alacağız. Gönlünü kazanacağız. Keşke ben de verseydim dedirteceğiz. İlk seçim gelsin oy atacağım dedirteceğiz. Bu partiyi nasıl yüzde 10’ların altından Kula’ya yüzde 52’ye getirdiysek, nasıl Manisa Büyükşehir’de yıllarca yüzde 6, yüzde 14, yüzde 22 oy alırken, yüzde 60’lara çıkardıysak, neredeyse Türkiye şampiyonu yaptıysak, hep birlikte Genel Başkanıyla, il ve ilçe başkanlarıyla, belediye başkanlarıyla birlikte bu partiyi çok çalışarak iktidar yapacağız. Bunun için başta şunu ifade edeyim. Hikmet Başkan kazandı Kula kazandı. Ferdi Başkan kazandı Manisa kazandı. Türkiye ittifakı kazandı, Türkiye kazandı. Ben partimizin Genel Başkanı olarak Hikmet Başkana şunu söylüyorum. Başkanım sen çalış, biz arkandayız. Örgütümüz bana emanet, örgütümüze Hikmet Başkanı emanet ediyorum. Hikmet Başkana Kula’yı emanet ediyorum. Kula’daki yoksulları, mağdurları, mazlumları, çiftçileri, işçileri, emeklileri emanet ediyorum. Sizleri de Allah’a emanet ediyorum. İyi günler ve güzel günler göreceğiz. O güne kadar hep birlikte mücadele edeceğiz. Sağol Kula, var ol Kula, en güzel günleri sen yaşa Kula.”