Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Olağan Mali ve Seçimli Genel Kurul Toplantısı’nda konuşan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, “Fenerbahçe Spor Kulübü olarak bugün yapılacak seçim, bizler açısından yok hükmündedir. Hiçbir kıymeti yoktur” dedi.
(ANKARA) – Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Olağan Mali ve Seçimli Genel Kurul Toplantısı’nda konuşan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, “Fenerbahçe Spor Kulübü olarak bugün yapılacak seçim, bizler açısından yok hükmündedir. Hiçbir kıymeti yoktur” dedi.
TFF Olağan Mali ve Seçimli Genel Kurul Toplantısı devam ediyor. Genel Kurul’da söz alarak konuşan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’ye tepki gösterdi.
Ali Koç, “Futbol hepimize aynı dili konuşturan, bize bir ve bütün olduğumuzu hatırlatan. Doğru konumlandırdığını zaman topluma olumlu etkisi yadsınamaz bir gerçektir. Futbol doğru konumlandırılmadığı zaman ise, toplumda tahribat gücü en yüksek unsurların başında gelmektedir. Ne yazık ki, ülke futbolumuzun her anlamdaki yönetiş şekli ve bugünkü durumu birleştirici değil ayrıştırıcı olarak görülmektedir. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak bugün yapılacak seçim, bizler açısından yok hükmündedir. Hiçbir kıymeti yoktur. Zira 18 Temmuz seçim gününe varan süreçte yaşananlar, son derece anti demokratiktir. Çünkü milyonlarca futbolseveri temsil eden siz delegeler, sizlerin, bizlerin hür iradesi gasp edilmiştir. Ne yazık ki, bugün ‘Egemenlik, kayıtsız, şartsız milletindir’ diyemiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Sayın Büyükekşi, sizin devam etmenizi sağlayan, lobiyi de canı gönülden kutlarım”
Mehmet Büyükekşi’yi lobi yapmakla suçlayan Koç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bir tebrik de Sayın Büyükekşi’ye ve onun için lobi yapanların hak ettiğini düşünüyoruz. Yönetim şekli toplumun hiçbir yerinde kabul görmeyen, pek çok kesim tarafından, 100 yıllık futbol tarihimizin en kötü federasyon başkanı olarak gösterilen, tarihin hiçbir sezonunda görülmemiş skandalları 1 sezonda yaşatan, yaşanan krizlerin ana sebebinin TFF’nin süreç yönetme beceriksizliğinden kaynaklanmasına rağmen hiçbir sorumluluk almayıp olağanüstü manevra kabiliyeti ile suçu başkalarının üzerine atan, ben bunu defalarca yaşadım, Fenerbahçe ve Beşiktaş statlarına gelemeyen, pek çok statta yuhalanan bir başkan olmanıza rağmen, bugün karşımıza başkan adayı olarak çıkmanızı tebrik ederim. Bu olağanüstü bir başarıdır, helal olsun. ve sizin devam etmenize olanak sağlayan, tam da adını koyamadığımız lobiyi de canı gönülden kutlarım. Bravo size.”
Mehmet Büyükekşi’nin önce aday olmayacağını söylemesi ve ardından aday olmasına tepki gösteren Ali Koç, “Futbol paydaşlarının büyük çoğunluğunun TFF’den rahatsızlığı nedeniyle bir imza kampanyası başlatılmıştır. Bu kampanya şahsıma mal edilmesine rağmen, sürecin başında Dört Büyükler olmak üzere pek çok kulüp destek vermiştir. Ancak demokratik hak olan bu süreç, anti demokratik baskılar ve sayın başkanın 18 Temmuz’da aday olmadan olağanüstü seçime gidilecek vaadiyle baskılanmaya çalışılsa da 147 imza toplanmıştır. TFF başkanımız bu ikazı ciddiye alması gerekirken, azınlık 3-5 kulüp olarak dillendirmesi, kendisini seçen siz delegelerin iradesine saygısızlıktır. 18 Temmuz’da seçim yapılacak ve Büyükekşi aday olmayacak vaadine inanarak imzalarını geri çeken kulüplerimize soruyorum. Kendinizi aldatılmış hissediyor musunuz? Biz size birebir anlattık. Bu süreçte devlet erkanı da kullanılarak imza veren birçok kulüp imzasını geri çekmiş, imza verecekler de imtina etmiştir. Bu süreçte imza verenlere ve vermeyi düşünenlere ‘Ali Koç’un kayığına binmeyin’ telkininde bulunulmuştur” şeklinde konuştu.
“Bu iddialara hiçbir futbol ailesi ses çıkarmadı”
“Başkanlık seçiminin şaibeli olduğunu” ileri süren Koç, şöyle devam etti:
“Futbol dünyası çok küçük. Hepimiz birbirimizle konuşuyoruz. Kimi kulübe geçmiş borçlarını ödeme vaadi, kimi kulübe ‘dikkat edin imza vermeyin, maçlarınıza atacak hakemleri dikkatle seçiyorlar’ gibi saçma sapan anti demokratik söylemlerle son derece demokratik olan süreç baltalanmıştır. Sonrasında bahsettiğim anti demokratik yaklaşımlar, bu seçimde aday olmayı düşünen kişilere de uygulanmıştır. Türkiye’yi UEFA’da temsil eden Servet Yardımcı, kendisine yapılan baskılara boyun eğerek geri çekildiğini açıklamıştır. Soruyorum Yardımcı’ya, ‘malum kirli yapı’ derken neyi kastetmektedir? ‘Mevcut sistemin devamı’ derken neyi ifade etmektedir? Yalanlar, iftiralar, kumpaslarla kendisini ve ailesini kimler hedef almaktadır? Bunu bilmek bizim hakkımızdır Esas garip olan ise, bu iddialar sonrasında Türkiye Cumhuriyeti’ne hiçbir yargı görevlisinin harekete geçmemesi, futbol ailesinin ses çıkarmamasıdır. Medyanın çoğunluğunun, haksızlık etmeyeyim, bu yaşananları sorgulama gereği duymamasıdır. Bu seçimin ne kadar şaibeli olduğunu hepimiz görüyoruz.”
“UEFA, oyuncumuza haksızca yaptırım uyguladı”
UEFA’nın Milli Futbolcu Merih Demiral’a ceza vermesine tepki gösteren Koç, şunları kaydetti:
“Bozkurt işaretini siyasi bulup bundan rahatsız olarak turnuvanın en kritik dönemecinde oyuncumuza haksızca yaptırım uygulayan UEFA, TFF seçimleri öncesi olup bitenleri bilse acaba neler yapardı? UEFA yönetim kurulunda yer alan Servet Yardımcı’nın seçim yarışından çekilirken yaptığı açıklama, UEFA ve FIFA kurumlarını rahatsız etmiş midir? Bu açıklamalar, derinlemesine incelenecek midir? Seçim süresinde gariplikler sadece bununla kalmamakta. Türk futbolunun duayenlerinden, büyüğümüz Şenes Erzik’in TFF Başkanı ve yöneticilerinin bulunduğu sohbet ortamında söylediklerinin kayda alınıp, seçimlerde avantaj sağlamak için Şenes Bey’in izni alınmaksızın açıklama haline getirilip kamuoyuna servis edilmesi başlı başına skandaldır. Devletimizin kurumu olan Anadolu Ajansı buna alet edilmiş ve çok kısa süre sonra yaptığı haberi kaldırmış ve haberi yapan kişinin görevine son vermiştir.”
Koç: “Onurlu, haysiyetli, şerefli olan kimse bu şekilde aday olmaz”
Mehmet Büyükekşi’yi yönelik eleştirilerini sürdüren Koç, şu ifadelerde bulundu:
“Ancak çok geç tabi. Zira o algı kamuoyuna yerleşti. Bunu yapanlar amacına ulaştı. Bu yöntem ve yaklaşımlar, yani itibarsızlaştırma, kimin tipik taktikleridir? Kısacası aday olma sürecinde ve muhtemel başkanların önünü kesme hamlelerinde klasik FETÖ modellemesi ve yöntemlerine tanık olduk. Bu salondaki futbolun değerli paydaşlarına sesleniyorum. Yaşananları hepiniz biliyorsunuz. Özelde konuşuyorsunuz ‘ama ne yapalım’ diyorsunuz. Pek çoğunuza, ‘verin imzanızı zaten bir yarış yok, size pahalıya mal olmasın’ dedim mi, demedim mi soruyorum. Ancak şunu sormak istiyorum, özgür irademize bu şekilde yön verilmesinden hiç mi rahatsız olmuyoruz? Sayın Büyükekşi, seçildiğiniz takdirde, bu şekilde seçilmeniz içinizi hiç rahatsız etmiyor mu? Onurlu, haysiyetli, şerefli olan kimse bu şekilde aday olmaz. Bu ısrarın sebebini anlamakta zorlanıyorum. Pek çok mevkiye atanarak gelindiği için bu durum yadırganmamış olabilir. Bu federasyon göreve geldiğinden bu yana sorunları kendi haline bırakarak çözüleceği inancı ile TFF’yi yönetmiştir. Halının altına süpürerek sorunlardan kurtulmamız söz konusu değildir. Bu anlayış durumun vahametini daha da artırmış, Türk futbolundaki kaosu içinden çıkılamayacak hale getirmiştir. Sadece geçen sezon yaşadıklarımızı düşündüğümüzde, bu kadar skandalı bir sezona sığdırabilmek büyük bir beceridir. Ortaya çıkan bu garabet durum hepimizi rahatsız etmektedir.”
“Türk futbolundaki adaletsizlik her geçen gün derinleşmektedir”
Türk futbolunda adaletsizliğin olduğunu belirten Ali Koç, sözlerini şöyle tamamladı:
“Türk futbolundaki adaletsizlik her geçen gün derinleşmektedir. Sorun sadece hakem marifetiyle yaratılan haksızlıklar değildir. Sistemde topyekün adaletsizlikten ve haksız rekabetten bahsetmek mümkündür. Yıllardır hepimiz ne istiyoruz? Özerk ve bağımsız TFF. Bugün geldiğimiz nokta itibarıyla, bırakın özerk olmayı her geçen gün bu hedeften uzaklaşıyoruz. Ligler bilinçli şekilde dizayn edilmektedir. Kurullar liyakat bazlı değil, sadakat bazlı ahbap çavuş ilişkileriyle oluşmaktadır. TFF kadroları bilgi ve beceriden ziyade çoğunlukla torpil mekanizmasıyla oluşturulur. Hakem atamaları keyfi yapılır. TFF hukuk kurulları, TFF yönetiminin yanında olmayanlara keyfi cezalar uygular.
Transfer tahtası kapanan takımların bazıları illerin siyasetçilerinden destek alarak tahtaları açarlar. Bu konu öyle çığrından çıkmıştır ki, geçtiğimiz seçimlerde bir belediye başkanı 3 vaat vermiştir, bir tanesi ilin takımının transfer tahtasını açmaktı. Biz artık ülkemizde çare arama umutlarımızı yitirdiğimiz için hak arayışımızı UEFA ve FIFA’da aramaya karar verdik. Kapsamlı bir dosya hazırladık. Bunu birkaç hafta içinde yapacağız. Bu seçim süreci de bu dosyaya veriler eklemiştir. Fenerbahçe, FETÖ’ya karşı isyan bayrağını açan ve ilk ses yükselten kulüp olmuştur. FETÖ hala Türk futbolunun içindedir ve bize göre giderek güçlenmektedir. Bugünkü TFF seçimlerine bu gözle bakmanızı tavsiye ederim.”