Yaklaşan Marmara depremi için önlemler konuşulurken. 1999 yılındaki Körfez depreminden sonra kaçırılan büyük fırsatı anımsamadan geçmeyelim… Depremin hemen ardından üç Ağa Han ödüllü mimar Turgut Cansever, geniş bir deprem çalışma grubu kurmuş …
Yaklaşan Marmara depremi için önlemler konuşulurken.
1999 yılındaki Körfez depreminden sonra kaçırılan büyük fırsatı anımsamadan geçmeyelim…
Depremin hemen ardından üç Ağa Han ödüllü mimar Turgut Cansever, geniş bir deprem çalışma grubu kurmuş, şehri değilse de halkı yıkımdan kurtarmak için kolları sıvamıştı.
Binalara güçlendirme yapmak bir seçenekti fakat çok maliyetli olacaktı. Çare; yeni şehirler kurmaktı. Kırklareli’nde 25.000 kişilik 30 şehrin yaklaşık yeri belirlendi. 2003’ten 2009’a altı yılda bu şehirler kademeli olarak toplamda 750.000 kişilik nüfusa ulaşacaktı. Şehirler raylı sistemle İstanbul’a bağlanacaktı. Tarım alanları korunacak, konutlar yamaç ve tepelere yapılacaktı. Vakıf kuruldu. Bütçe hazırlandı, Dünya Bankası’yla kredi için görüşülüp, anlaşıldı. Cansever, beş yıl bu proje üzerinde bütün masrafları kendi karşılayarak çalıştı. Raporlar Başbakan dahil etkili ve yetkili tüm kişilere iletildi. Fakat bürokratik engeller söz konusu oldu, müteahhitlik alışkanlıkları ve aktörleri devreye girdi, proje gerçekleşmedi.
Turgut Cansever 22 Şubat 2009’da vefat ettikten sonra proje tamamen unutuldu.
Oysa İstanbul’u kurtarmak için en gerçekçi projeydi. Sadece depreme hazırlık olarak değil, İstanbul’un nüfus yükünü azaltmak ve modern şehircilik örnekleri ortaya koymak açısından da çok önemli bir girişimdi.
Acaba hâlâ geçerli olabilir mi?
Niyet olsa neden olmasın!
SİGARA
Böreklere de sigara yasağı gelmiş anlaşılan.
Paket içinde sigara böreği “Kalem Böreği” diye satılıyor.
Sigara bağımlılığına karşı önlemleri destekliyoruz…
İyi ama… Sigara böreği ne alaka?
Adı sigara böreği olursa insanlarda sigara içme hevesi mi uyandıracak? Adı değişince ülkede sigara tüketimi mi azalacak?
Nasıl bir mantık bu… Anlayan beri gelsin.
ULUDAĞ
Bursa Uludağ kız basket takımı, EuroCup’da, London Lions takımıyla karşılaşacak… İngiltere vizeyi geciktiriyor. Bunun üzerine takım Londra’ya antrenörsüz ve yedek oyuncusuz gidiyor. Sahaya ceplerinde yabancı ülke pasaportu olan 5 oyuncuyla çıkıyor. Yenilgiye uğruyor.
SORU: İngiltere vize vermiyorsa takımı oraya neden götürüyorsunuz?
Ceza ödemekten korkuluyormuş…
Bu kadar geçerli bir mazeretiniz varken kim ne ceza verebilir?
Burada esas suçlu kulübe yol göstermeyen, hakkını savunmayı göze alamayan federasyondur.
İngilizlerin vize engeli de elbet kınanmalıdır.
Ama ülkenizde sık sık spor veya folklor kafilesiyle yurt dışına gittikten sonra geri dönmeyen kişiler varsa ve bunlar etkili şekilde takibe alınmıyorsa eloğlu ince eleyip sık dokuyor diye fazlaca kızmanın alemi var mı? Biraz aynaya da bakalım…
SINIRDA ÖLÜM
Irak sınırında 12 vatan evladı daha şehit düştü. Hafta sonu ulusun yüreğine acı ve hüzün çöktü…
2000’lerin başında bir yılda şehit olan asker sayısı 6’ya kadar düşmüştü… Bugün günübirlik şehit haberleri geliyor…
Cumhuriyet Yazarı Barış Terkoğlu, bölgeyi iyi tanıyan emekli Albay Orkun Özeller’in verdiği bilgileri sütununa taşımış. Albay Özeller, “sınıra kilit vurmak istiyorsak Irak topraklarında derinlere inmek yerine, daha yakın bölgede emniyet tesis etmenin daha yararlı olacağını” söylüyor.
Orkun Özeller’e göre ABD, Türk ordusunun komando birlikleri ve özel kuvvetleriyle Yunanistan ve Suriye sınırından Güneydoğu’ya kaydırılması için tuzak kurmuştur. Albay, kuşkusunu şöyle dile getiriyor:
“Bölge KDP kontrolüne girmiş, PKK etkinliğini kaybetmişken, ne oldu da birden bölgeye PKK yığınak yapmaya başlıyor?”
Albay Özeller’e göre ABD, KDP ile anlaşıyor. KDP hem PKK hem Türk ordusunun bölgeye girmesine ve karşı karşıya gelmesine sessiz kalıyor. Albay özetliyor:
“Türk ordusu Irak sınırında oyalansın diye ABD böyle bir plan düşündü.”
Bu durumda sormak gerekiyor:
ABD’yi muhatap almadan gösterilen siyasi tepkilerin önemi var mı?
SÖZ
“İşleriniz iyi gidiyorsa, eğitim bütçenizi iki katına çıkarın. İşleriniz kötü gidiyorsa dört katına”.
(Peter Senge)