İzmir’de meslek ve çevre örgütleri, İzmir’in Çernobil’i olarak bilinen nükleer atıkların bulunduğu eski kurşun fabrikası alanında yapılan temizlik çalışmalarına ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na 14 soru yöneltti. Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nden Ahmet Avni Atayol, “Alandaki atıkların çevre ve halk sağlığına yönelik daha fazla tehdit oluşturmaması için temizlik süreci ile ilgili yapılacak çalışmaların baştan sona her aşamada şeffaf bir şekilde yürütülmesi, bağımsız uzmanlar tarafından denetlenmesi ve kamuoyunun şeffaf ve sağlıklı şekilde bilgilendirilmesi önem taşımaktadır” dedi.
Haber: TENZİLE AŞÇI Kamera: ÖZGÜR ŞENGÜL
(İZMİR) – İzmir’de meslek ve çevre örgütleri, İzmir’in Çernobil’i olarak bilinen nükleer atıkların bulunduğu eski kurşun fabrikası alanında yapılan temizlik çalışmalarına ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na 14 soru yöneltti. Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nden Ahmet Avni Atayol, “Alandaki atıkların çevre ve halk sağlığına yönelik daha fazla tehdit oluşturmaması için temizlik süreci ile ilgili yapılacak çalışmaların baştan sona her aşamada şeffaf bir şekilde yürütülmesi, bağımsız uzmanlar tarafından denetlenmesi ve kamuoyunun şeffaf ve sağlıklı şekilde bilgilendirilmesi önem taşımaktadır” dedi.
İzmir’in Gaziemir ilçesi Emrez Mahallesi’ndeki “İzmir’in Çernobili” olarak bilinen eski kurşun fabrikasının olduğu 70 dönümlük arazide gömülü bulunan nükleer atıklarla ilgili Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Nükleer Atık Kurumu ile birlikte yürüttüğü çalışma tamamlanmıştı. Yaklaşık 17 yıldır çevre mücadelesinin verildiği ve 500 bin ton nükleer atığın bulunduğu İzmir’in Çernobil’i için EKOVAR A.Ş., 23 Temmuz’da temizlik çalışmalarına başlamıştı.
TMMOB İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, EGEÇEP ve İzmir Yaşam Alanları, nükleer atıkların olduğu bölgede basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay da katıldı.
Atayol: “Çalışmaların baştan sona her aşamada şeffaf bir şekilde yürütülmesi önem taşımaktadır”
Bileşenler adına açıklamayı okuyan Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi üyesi Ahmet Avni Atayol, alandaki 260 ton radyoaktif atığın temizlenmesi için iki kez sürecin başladığını ancak herhangi bir işlemin başlatılmadığını hatırlatttı. Atayol, şunları söyledi:
“Bugün yine bir kez daha; şeffaf ve denetlenebilir olmayan, yerel yönetimler ve uzman meslek odaları gibi paydaşlarla paylaşılmayan, 17 yıldır atıklarla iç içe yaşayan halk bilgilendirilmeden yürütülmek istenen bir temizlik süreci başlatıldığına şahit oluyoruz. 23 Temmuz Salı günü itibarı ile alanda iş makinaları ile çalışmalara başlandığı görülmüştür. Aynı gün basında; alanda gömülü tehlikeli ve radyoaktif atıkların Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Nükleer Denetleme Kurumu gözetiminde ‘konusunda uzman ekipler’ tarafından bulunduğu yerden kaldırılacağına ve yapılacak çalışmaların finansmanının ‘araziyi satın alan firma’ tarafından sağlanacağına ilişkin haberler yer almıştır. Alandaki atıkların çevre ve halk sağlığına yönelik daha fazla tehdit oluşturmaması için temizlik süreci ile ilgili yapılacak çalışmaların baştan sona her aşamada şeffaf bir şekilde yürütülmesi, bağımsız uzmanlar tarafından denetlenmesi ve kamuoyunun şeffaf ve sağlıklı şekilde bilgilendirilmesi önem taşımaktadır.”
Bakanlığa 14 soru
Atayol, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Nükleer Düzenleme Kurumu’na sürece ilişkin şu soruları yöneltti:
“- Çalışmalar 10.08.2017 tarihli ÇED Olumlu Kararı verilen proje kapsamında mı yürütülecektir? Projede değişiklikler yapıldıysa yeni bir Çevresel Etki Değerlendirmesi süreci yürütülmüş müdür?
– Alandaki radyoaktif ve tehlikeli atıkların uzaklaştırılması konusunda yapılacak çalışmalara ilişkin planların inceleme ve onay süreçleri nasıl yürütülmüştür?
– Çevresel İyileştirme Planı kapsam ve içeriği nedir? Bu planda daha önce tespit edilen eksiklikler nelerdir? Bu eksiklikler hangi ilave önlemlerle giderilmiş ve planlar onaylanmıştır?
– Alanda hangi teknik ve yöntemlerle çalışma yapılacaktır? Alandan uzaklaştırılacak atık miktarı ve niteliği nedir; bu atıklar nasıl taşınacak, nerede ve nasıl bertaraf edilecektir?
– Atıkların ayrıştırılması ve taşınması sırasında ortaya çıkacak çevresel etkilerin önlenmesine yönelik nasıl bir çalışma yürütülecektir? Gerek işçi sağlığı ve güvenliği gerekse çevre ve halk sağlığı konularında alınan önlemler nelerdir?
– Alandaki çalışma hangi kurum ve kuruluşlar tarafından yürütülmektedir? Alanda yürütülecek çalışmalara ilişkin program, takvim ve süreç nedir?
– Çalışmaların denetimi hangi kurum ve kuruluşlar tarafından yapılmaktadır?
– Alanda çalışan ve çalışmaları denetleyen özel kuruluşlar bünyesindeki “konusunda uzman ekiplerin” bu alandaki geçmiş deneyim ve uzmanlıkları nelerdir?
– Atıkların miktarına, niteliklerine ve alandaki dağılımına ilişkin tespitleriniz nelerdir?
– Alanda mevcut kirlilik ve etkilerine yönelik izleme ve ölçümler düzenli olarak gerçekleştirilmekte midir?
– Çalışmalarda gömülü atıkların çıkarılması sırasında karşılaşılabilecek acil durumların anında tespiti amacıyla, alanda radyoaktivite ve diğer tehlikeli maddelere yönelik anlık yersel ve atmosferik izleme yapılmakta mıdır? Yapılıyorsa şu ana kadar tespit edilen değerler nedir?
– 23.07.2024 tarihinden itibaren alanda ne kadar kazı çalışması yapılmış ve malzeme çıkarılmıştır? Alan dışına çıkarılan malzeme var mıdır, varsa nitelik ve miktarı nedir?
– Çalışmada çıkarılan malzemede radyoaktivite ve diğer tehlikeli maddelere yönelik anlık izleme yapılmakta mıdır ve daha detaylı analizler için numune alınmakta mıdır? Yapılıyorsa şu ana kadar tespit edilen değerler nedir?
– Başlatılan ‘temizlik’ çalışması sonrasında alanın kullanımı için ‘arazinin yeni sahipleri’ tarafından ilgili kurumlara iletilen bir talep ve planlama var mıdır?”
Yetkili kurum ve kuruluşları, şeffaf ve denetlenebilir bir süreç yürüterek çevre ve halk sağlığını korumaya ve kamuoyunu sürekli bilgilendirmeye davet eden Atayol, taleplerini şöyle sıraladı:
“Çevresel iyileştirme planı, iş termin planı, analiz raporları ile birlikte konu ile ilgili belgelerin tamamının kamuoyuyla paylaşılması; alandaki tüm çalışmaların, radyoaktif kirlilik yaşanan alanların temizlenmesi ve rehabilitasyonu konusunda uzman ve benzer iş deneyimine sahip uluslararası akredite kuruluşların denetiminde; ayrıca uzman meslek odaları ve yerel yönetimlerin temsilcileri ile bağımsız uzman/akademisyenlerin katılımıyla kurulacak bir komisyonun gözetiminde gerçekleştirilmesi; alandaki tüm kirleticilere (radyoaktivite ve diğer tehlikeli maddelere) yönelik sürekli izleme yapılarak ölçüm sonuçlarının paylaşılması ve alana kameralar yerleştirilerek alandaki çalışmaların kamuoyu tarafından sürekli izlenebilir duruma getirilmesi; ilk üç maddedeki koşullar sağlanıncaya kadar alandaki çalışmaların durdurulması taleplerimizi ve çağrımızı yetkili ve görevli kurumlara iletiyoruz.”
Işık: “Bir bilgilendirme alamadık”
Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık da şunları kaydetti:
“Bu sürecin içerisinde yerel yönetimlerinin, bilim insanlarının ve çevre örgütlerinin mutlaka bu sürecin içerisinde istiyoruz. Ancak geçtiğimiz hafta içerisinde başlanan çalışmaları biz zabıtamızla, meclis üyelerimizle, muhtarlarımızla gün be gün izledik. Bir bilgilendirme alamadık. Geçtiğimiz cuma günü Çevre Şehircilik Bakanlığı’nı benim aramam üzerine bir firma yetkilisi gelip bir açıklama yapacağını söyledi. Ancak bugüne açıklama olmadı. Yarın Ankara’dan firma yetkililerinin gelip bu konuda bu bahsettiğimiz bileşenlere bir açıklamada bulunmasını bekliyoruz.”
Kınay: ” Türkiye’nin atık çöplüğü örneğinin daha önce yaşadığımız örneklerin de bir benzeridir”
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı olduğu dönemden bu yana alana ilişkin soruların yanıtsız kaldığını hatırlatan Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay, Gaziemir örneğinin ülkenin atık politikasına ilişkin sorunları gün yüzüne çıkardığının altını çizerek şunları söyledi:
“Süreç aynı sorularla, aynı açıklamalarla ve aynı çözümsüzlükle bugün geldiğimiz noktada devam ediyor. Karabağlar Belediye Başkanı olarak Karabağlar’a bağlı Aydın Mahallesi’ni de etkileyen ve sınırımızda olan bir alanla ilgili bugün sorulan tüm soruların meslek odalarının uzmanlıklarıyla beraber bilimsel ve teknik altyapı raporları, bilgi ve belgeleriyle yıllardır sorduğumuz sorularla birlikte olduğunu tekrar hatırlatarak bu soruların cevapları verilmeden, kamuoyu aydınlatılmadan, bu sürecin içerisindeki her bir çalışmanın doğru planlı şekilde yapılmadan yürütülmesi halinde bu sorunların büyüyerek devam edeceğini paylaşmak istiyorum. Gaziemir’deki 17 yıldır yaşanan örnek Türkiye’nin atık çöplüğü örneğinin daha önce yaşadığımız örneklerin de bir benzeridir. Bir daha yaşanmaması adına buradaki mücadelenin buradaki soruların cevaplarının verilmesi bizlerin de kent savunucuları, yaşam savunucuları, belediye başkanları ve bu ülkenin her biri bileşeni olarak bu mücadelenin sonuna kadar takipçisi olacağız.”
Akdemir: “Yangından mal taşınıyor gibi burada hemen çalışmalar başladı”
TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sözcüsü Aykut Akdemir, alanda yaşanan ‘mülkiyet’ sorununa dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Bu mücadele sürdüğü dönem boyunca bu alanla ilgili ana sorunun bir mülkiyet sorunu olduğu, kapatılan kurşun fabrikasının sahiplerinin kendi aralarında sorun yaşadığı, bundan dolayı burada hiçbir işlem yapılamadığına dair yıllarca Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nden cevaplar aldık. Buranın sorunu mülkiyet sorunu değil. Şu an yaşanan sorun da bir mülkiyet sorunu değil. Yıllardır burada yaşanan çevre ve insan sağlığına verilen zarar. Sorun şurada. Mülkiyet sorunu çözüldüğünde sanki yangından mal taşınıyor gibi burada hemen çalışmalar başladı. Asıl sorun burası. Biz hukuka olan saygımızla sorularımızla bir talepte bulunduk. Ama biz bunun arkasını biliyoruz. Bu alanın mülkiyetinin değişmesiyle, değerinin değişmesi ve buradaki kirlilik yaratan bütün atıkların da kaldırılırken aynı şekilde çevreye zarar verecek alana taşınacak olması, taşınırken yapılacak olan bütün hatalardan kaynaklı yine çevre ve aksamına zarar vereceğini biliyor. Buna karşı da mücadele etmekten de bir adım geri duymayacağımızı bir daha söylüyoruz. Rantın talanın uğruna halkın ve çevrenin sağlığından vazgeçmeyeceğiz.”