Avusturalya’da silikozis vakaları nedeniyle yasaklanan suni mermer Türkiye’de yaygın olarak kullanılıyor. Milliyet, akciğerleri bitiren bu mermerin etkisini uzmanlarına sordu…
DİDEM SEYMEN- Silikozis… Kot ve kumaşları ağartmak için uygulanan kum püskürtme işlemi, silikozis hastalığına neden oluyordu. Ölümle sonuçlanabilen bu akciğer hastalığı Türkiye’nin gündemine 2004’te bir kot taşlama işçisinin silikozis tanısı almasıyla oturmuştu.
Bu hastalıktan dünyada ilk ölüm ise 2005’te İstanbul’da yaşanmıştı. Hastalığa yakalananların 2008’de Meclis gündemine taşıdığı bu sorun için Sağlık Bakanlığı 2009’da yasak getirmişti.
‘GÜVENLİSİ BULUNAMADI’
Şimdi ise silikozis, Avustralya’nın gündeminde. Ülkede işçilerde artan “silikozis” vakaları nedeniyle suni mermer üretimini yasaklayan ilk Avustralya oldu. Silika tozlarının solunmasıyla akciğerlerde kalıcı ve ilerleyebilen hasara yol açan silikozis adındaki meslek hastalığını önlemeyi hedefleyen yasa, 1 Temmuz 2024’te yürürlüğe girecek. Avustralya İş Sağlığı ve Güvenliği Kurumu araştırmasına göre, en yüksek silikozis vakaları suni mermer sanayinde görüldü ve bu alanda çalışan işçilerde hastalık seyrinin hızlı ve ölümcül olduğu tespit edildi. Araştırmada ayrıca güvenli bir silika türü bulunmadığı ve tüm suni mermerlerin yasaklanması gerektiği sonucuna varıldı.
TÜRKİYE’DE DE VAKALAR VAR
Türkiye’de de suni mermer imalatı ve kullanımının yaygın olduğuna dikkat çeken İş ve Meslek Hastalıkları ile Göğüs Hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Ayşe Coşkun Beyan, söz konusu malzemenin çimstone olduğunu kaydetti. Çimstone diğer bir adıyla da yapay taşların silika bazlı bir kompozit üretim olduğunu aktaran Doç. Dr. Beyan, şu bilgileri verdi:
“İçinde reçine ve farklı minerallerin de bulunduğu sıkıştırılmış plaka şeklinde üretiliyor. Daha çok mutfak ve banyo tezgâhlarında kullanılıyor. Satılırken de silikanın ‘ısıya, kırılmalara ve çatlamalara karşı dayanıklılığı’ ön plana çıkarılıyor. Üretimi sırasında silikanın kullanılması sebebiyle silikozis gözükür. Sadece silikozis de değil, yapay taşların yapısında kompozit üretim sırasında kullanılan reçinelerin düşük moleküler ağırlıklı olması sebebiyle astım yapıcı özelliği de vardır. Bunların, zımparalanması, taşlanması, parlatılması işlemlerinde hem silikosis hem de astımla ilgili ciddi bir risk söz konusu. Türkiye’de de yapay taş kullanımıyla ilgili ciddi bir patlama var. Ancak yasaklanmasına dair düzenleme yok. İşlemi yapanların mutlaka yüksek korucu maskeler kullanması, kulak koruyucularını takması gerekiyor. Herhangi bir nefes darlığı yaşadığında da mutlaka iş yeri hekimine başvurması gerekiyor.”
SADECE MERMER DEĞİL
Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Metin Akgün de Milliyet’e şu açıklamaları yaptı: “Türkiye’de 2009’da silikozis vakaları arttığı için kot kumlamacılığında silika kullanımı yasaklanmıştı. Ancak, ülkemizde diş teknisyenleri, seramik sektörü ve madenlerde silikozis görülmeye devam etmektedir. Yapay taşla ilişkili silikozis vakaları, doğal taşla ilişkili vakalara göre daha kısa sürede ortaya çıkıyor ve daha hızlı ilerliyor. Akciğer fonksiyonlarında hızlı düşüş ve yüksek ölüm oranları gözleniyor.”
GERİ DÖNÜŞÜ YOK
Geri dönüşü yok Göğüs Hastalıkları uzmanı Dr. Tuğçe Hürkal, uygun çalışma ortamları yaratılmamış alanlarda silika partiküllerine maruz kalan kişilerin geri dönüşümü olmayan akciğer kireçlenmesi riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi: “Geri dönüşü olmuyor. Silikozis partiküllerine en yoğun maruz kalan meslek gruplarının başında kumlama tekniği ile çalışan kot taşlayıcıları geliyordu, mermer işçiliği, diş teknikerliği, cam, porselen işçileri de yoğun maruz kalıyor. Çalışanlara güvenli ekipman sağlanmalı.”